İçindekiler
“Avrupa’da her yer aynı” diyen gezgin, sana sesleniyoruz. Gizli kalmış köşeleri keşfetmeye ne dersin? Farklı hikayelerin, bambaşka manzaraların duraklarından bahsediyoruz. Popüler olmayan ve gittiğin zaman kendini özel hissedeceğin yerleri anlatıyoruz. Avrupa’da gizli kalmış mutlaka pek çok rota var, gel biz senin için hazırladıklarımıza geçelim.
Hazırsan, işte Avrupa’nın keşfedilmeyi bekleyen en güzel köşeleri.
Saranda, Arnavutluk Rivierası’nda yer alan 35 bin nüfuslu küçük bir Akdeniz kasabası.Yunanistan’ın Korfu adasıyla birlikte İyon Denizi’nde Avrupa’nın saklı kalmış cennetlerinden biri.
Saranda’nın Ksamil kasabası, bölgenin gezilecek yerleri arasında. Şehir merkezinin 20 km uzağında bulunan bu sahil kasabası, beyaz kumu ve masmavi deniziyle birlikte gezginler tarafından Bahamalara benzetiliyor. “Tatile gideceğim ülkenin para birimi euro veya dolar olmasın, ama rüya gibi bir atmosferden de geri kalmayayım!” diyorsan burası tam sana göre.
Saranda’da bulunan Butrint Antik Kenti, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Kent, Antik Yunan döneminde inşa edilmiş; ancak Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerini de yaşamış ve buna göre şekillenmiş.
Saranda’ya ulaşmanın en kolay yolu ise öncelikle Tiran’a uçmak ve buradan aktarma yapmak. Türkiye’den Arnavutluk’a vizesiz uçmanın avantajı da seninle!
Tiran Uçak Bileti Ara
2. Marsilya, Fransa: Fransa’nın Renkli Yüzü
Akdeniz şehri olan Marsilya, Fransa’nın güney kıyılarını canlandıran bir liman kenti. Neredeyse 1 milyonluk nüfusa sahip olan şehir, kozmopolit yapısıyla dikkat çekiyor. Ayrıca burası ülkenin kuzeyine göre daha sıcak ve renkli bir atmosfere sahip.
Marsilya’ya gelirsen Güney Avrupa ve Kuzey Afrika arasında bir geçiş noktasını ziyaret etmiş olacaksın. Marsilya bir liman kenti olduğu için burada sadece Fransız kültürüne değil, geniş bir kültürel çeşitliliğe de şahitlik edeceksin. Şehrin neresine gidersen git, liman ve sakin mavi sular da hep gözünün hizasında olacak.
Bunun yanı sıra şehirdeki ünlü Basilique Notre Dame de la Garde’ın yer aldığı büyük tepeyi gün batımı sevdalılarına öneririz. Güneşin yavaşça batışını bu noktada izlemek bambaşka bir deneyim.
Marsilya’nın canlı bir şehir olduğunu da belirtmek lazım. Şehir; operaları, tiyatroları, müzeleri ve sokak sanatçılarıyla sanatseverleri de kültürel açıdan yakalıyor. Aynı zamanda Marsilya, Avrupa’nın en önemli gastro turizm duraklarından da biri. Özellikle deniz mahsullerinin ağır bastığı lezzetli tabakların hakkını vermek gerekiyor.
Marsilya, direkt uçuşun olduğu bir nokta; o yüzden sana sadece bilet bakmak kalıyor!
Marsilya Uçak Bileti Ara
3. Sighișoara, Romanya: Drakula’nın Toprakları
UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Sighișoara, Romanya’nın orta kısmında yer alıyor. Târnava Mare Nehri üzerine bulunan şehir, görkemli Orta Çağ mimarisiyle gezginler için deneyim odaklı tatil fırsatı sunuyor.
Tarihi Roma dönemine kadar uzanan şehrin Orta Çağ mimarisinin yanı sıra insanlarının da cana yakın ve yardımsever olması, gezginleri kendisine çeken özellikler arasında yer alıyor. Dolayısıyla burası Romanya’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor.
Ünlü yazar Bram Stoker’in Vlad Tepeş’ten esinlenerek yarattığı meşhur karakter Kont Drakula’nın memleketi de burası. Şehre gelirsen Vlad Tepeş’in evini ziyaret edip film ve kitaplardan duyduğun Transilvanya sokaklarında tarih turu yapabilirsin.
Sadece gizemli şato, müze ve Drakula karakterinden ibaret olmayan bu şehrin festivalleri de oldukça popüler. Eğer festivallere hasret kaldıysan ve dans etmek istiyorsan Avrupa Festival Ödülleri’nde üst üste üç kez ödül kazanmış Untold Müzik Festivali’ne gitmeni öneririz.
Sighișoara’ya gitmenin en kolay yolu ise Bükreş’e uçmak ve buradan aktarma yapmaktan geçiyor.
Bükreş Uçak Bileti Ara
4. Roskilde, Danimarka: Festival Zamanı
İskandinavya’nın en çekici kentlerinden biri olan Roskilde, 50 bin nüfusuyla Danimarka’nın doğusunda bulunuyor. Gotik mimarisiyle dikkat çeken şehir, Viking tarihinin tam kalbinde yer alıyor.
Başkent Kopenhag’a çok yakın bir noktada yer alan Roskilde, kendine has dokusuyla tarih boyunca Danimarka krallarına ev sahipliği yapmış bir bölge. İskandinav kültürüne meraklıysan Vikinglerin ticaret merkezi olarak kullandığı bu kenti çok seveceksin.
Ayrıca UNESCO Dünya Miras Listesi içerisinde yer alan Roskilde Katedrali’ni mutlaka ziyaret etmeni öneririz. Kralların, kraliçelerin ve şövalyelerin anıt mezarlarını keşfe çıkmak, Roskilde’nin Orta Çağ boyunca Kuzey Avrupa’da önemli şehirlerden biri olduğunu sana hissettirecek.
Kuzeylilerin eğlenme konusundaki tecrübelerine güvenmeni de tavsiye ederiz. Burada yapılan Roskilde Müzik Festivali, Kuzey Avrupa’nın en eski ve en popüler rock festivallerinden biri. O yüzden bu festival aklında olsun.
Ragnarock Müzesi’ne de uğrarsan 1950’lerin rock’n’roll’undan 1980’lerin pop müziğine ve günümüz Avrupa müzik sahnesine kadar uzanan müziğin hikayesini görecek ve hissedeceksin.
Roskilde’ye gitmenin en kolay yolu ise Kopenhag’a uçmak ve buradan aktarma yapmak.
Kopenhag Uçak Bileti Ara
Bu öneri ile beraber yazımızın sonuna geliyoruz, ancak okumaya devam etmek istiyorsan Avrupa’nın En Güzel Kamp Alanları: Yerinde Duramayan Gezginlere Göre yazımıza geçebilirsin.