İçindekiler
Şehirde biraz yürümeye ne dersin? İstanbul’da ne kadar vakit geçirmiş olursan ol her zaman keşfedilecek gizli bir hazine bulabilirsin. Keşfetmenin en güzel yolu ise şehrin sokaklarında dolaşmaktan geçiyor. İstanbul’un karmaşasında yaşamaya alışmış olabilirsin ya da gezmeye gelmiş bir turist de. Arkadaş grubunla olabileceği gibi kendine güzel bir gün hediye etmek istersen de tek başına İstanbul’un tarihi hanlarında geçmişe doğru bir yolculuğa çıkabilirsin.
Özellikle Tarihi Yarımada, zaman yolculuğu konusunda bir cennet. Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı, Çemberlitaş ve Cağaloğlu güzergâhında hiç ummadığın yerlerde karşına bambaşka dünyalar çıkabilir. Başka bir zaman dilimine ait kapılardan bambaşka bir zamana ışınlanmak buralarda çok zor değil.
İstanbul’da hanların yapımı ilk olarak Fatih Külliyesi ile başlamış ve 20. yüzyılın başlarına kadar sayıları artmaya devam etmiş. Tüccarların konakladığı bu alanlar Osmanlı ticareti için de önemli bir yere sahip olmuş.
Bu gezi için dilersen hafif yağmurlu bir İstanbul gününü tercih edebilirsin. Hem kalabalığı az olur hem de hanlarda içeceğin çayın içini ısıtmasına izin vermiş olursun. Önereceğimiz hanlar çoğunlukla çarşıların içerisinde yer alıyor. Yanına küçük bir şemsiye alırsan keyifli bir şekilde gününü geçirebilirsin. Bu gezinin bonusu ise bolca lezzetli durak barındırması. Bu duraklar için Tarihi Yarımada Gurme Turu: İstanbul’da Turist Olma Zamanı yazımıza göz atabilirsin.
İstanbul’da değilsen ve bir seyahat planı yapıyorsan da ucuz uçak bileti için nereye bakman gerektiğini biliyorsun.
İstanbul Uçak Bileti Ara
Anlattığımız sırayla gezersen yolunun üzerindeki durakları kaçırmamış olacağını da belirtelim. Şimdi, senin için seçtiğimiz İstanbul’daki tarihi hanları anlatmaya geçebiliriz.
Balkapanı Hanı
Osmanlı’da yiyecek içecek gibi ürünlerin toplanıp kontrol edildiği, tartılarak depolandığı ve dağıtıldığı yerlere kapan deniyor. Unkapanı gibi Balkapanı da bunlardan biri. Balkapanı bir süre sonra konaklama için de kullanılmış. Han olması da buradan geliyor. Yüzlerce yıllık bir ticaret merkezinin son haline göz atmak istersen Balkapanı’na uğrayabilirsin. Ancak gözüne çok fotojenik gelmeyebilir, bizden söylemesi.
Kuru Kahveci Han (Kourou Kahvedji Han)
İsmi sana kahvecilerle dolu bir han bulacağın izlenimi verse de bu handa herhangi bir kahveci bulunmuyor. Ancak kahvecilerin olduğu sokaklardan ulaşabileceğin bir han olduğu için hana girmeden hemen önce Türk kahvesinin yoğun kokusuyla sokakları dolaşacağını söyleyebiliriz. Bu han 20. yüzyılda tüccarların konaklaması için yapılmış. Şimdilerde ise züccaciye, toptan ve perakende ürünlerin satıldığı birkaç dükkan görebilmek mümkün.
Hanın dış mimarisindeki detaylar gerçekten etkileyici. İçeri girdiğinde de aynı hissi devam ettirmek isteyebilirsin, ancak içerideki dükkanlar bu güzelliğe biraz gölge düşürüyor diyebiliriz.
Handan çıkar çıkmaz ise hemen sağındaki İhsan Kurukahvecioğlu Halefleri’nde lezzetli bir kahve içmek mümkün.
Büyük Valide Han
Kösem Sultan tarafından yaptırılan Büyük Valide Han’a daha önce gitmediysen de İstanbul’da bir kubbenin üzerinde insanların Tarihi Yarımada manzarasında çekilmiş fotoğraflarından anımsayabilirsin. Çünkü bir dönem Büyük Valide Han’ın kubbesi turistik fotoğrafların merkeziydi. Daha sonra kubbeye zarar verildiği için bu alana çıkmak yasaklandı.
17. yüzyıldan bu yana Mahmutpaşa’da hizmet veren han, Osmanlı’nın en büyük ticaret hanlarından biri olarak kullanılmış. Günümüzde ise toptancıların ve dükkanların bulunduğu avlu, ziyaretçilerle dolup taşıyor. Avluyu gören balkondan etkileyici fotoğraflar çekebilirsin. Merdivenlerden tırmanıp hanı gezmeye başladığında ortamı mistik ve tedirgin edici bir hava kaplayabilir. Kendine güven ve keşfetmeye devam et!
Büyük Yıldız Han
Bugünlerde giysi dükkanları, kuyumcu, terzi gibi esnafın yer aldığı Büyük Yıldız Han, 19. yüzyılda inşa edilmiş. Osmanlı mimarisi ile Batı mimarisinin özelliklerini taşıyan hanın kim tarafından yaptırıldığı bilinmiyor. Bu hana geldiğinde geçmişin dokusunun üzerinde yeninin izlerini bulabilirsin. Burada da avlu manzarası dikkat çekici.
Zincirli Han
18.yüzyılda Nasuh Paşa tarafından inşa edilen Zincirli Han, aslında Nasuh Paşa Külliyesi’nin bir parçası. Dar uzun avlusunun ortasında serpilen ağacı, sarmaşıklarla dolu turuncu duvarları ve yeşil tarihi kapılarıyla Instagram’ın için güzel pozlar yakalayabilirsin. Küçük bir bilgi verelim: Buranın esnafı daha çok kuyumculardan oluşuyor.
Rococo Han
Bu han gezeceğin diğer hanlardan çok farklı. Bir kere içerisinde asansörü var. Döne döne inen merdivenleri, renkleri, 5 katı ve 110 dükkanıyla hayli büyük bir yer. Yenilenerek modern bir görünüme kavuşan hanın esnafı ise daha çok kuyumculardan oluşuyor. Burası da tam Instagramlık!
Giritli Mustafa Paşa Han
Osmanlı’nın taş mimarisinin en güzel örneklerinden birini bulabileceğin Giritli Mustafa Han, Osmanlı sadrazamlarından birinin adını taşıyor. 19. yüzyılda inşa edilen han, geniş bir avluya sahip. İçeri girer girmez eskinin duygularını ve tarihi dokuyu hissedeceksin zaten. Üst katındaki manzaradan kemerli yapısını ve geniş avlusunu gördüğünde fotoğraflamak isteyebilirsin. Farklı dükkanlara ev sahipliği yapan bu durak yavaş yavaş kendini ticaret sahnesinden çekmeye başlasa da tarihe meydan okuyan dokusu yaşamaya devam ediyor.
Çuhacı Han
Damat İbrahim Paşa tarafından tüysüz yün kumaş ticareti yapılması için inşa ettirilmiş. Hem ticaret hem konaklama yapılan han, şimdilerde kuyumcu esnafına ev sahipliği yapıyor. Gittiğinde İstanbul’un güzel noktalarından biri olan Nuruosmaniye Camii manzarasını göreceksin.
Vezir Han
Sadrazam Fazıl Ahmet Paşa tarafından Köprülü Mehmet Paşa Külliyesi’nin bir bölümü olarak yaptırılan bu ticaret hanı, 17. yüzyılda inşa edilmiş. Taç kapılı, tuğla ve taş yapılı bu hanın özelliği ise zamanında konaklayanlar için bir kütüphaneye sahip olması. Burada iş yeri sahibi olanların ve çalışanların okuma yazma bilmesi, kütüphaneye gidip kitaplardan faydalanması handa barınmanın şartlarından biriymiş. İçeri girildiğinde mimari olarak en ilgi çekici kısım ise tavanların şekli ve işlemeleri. Yolunu düşürmeni öneriyoruz.
Bu öneri ile yazımızın sonuna geliyoruz, ancak okumaya devam etmek istiyorsan İstanbul’u Geziyorum: Hikâyeleriyle Tarihi Yarımada Turu yazımıza geçebilirsin.