İçindekiler
Almanya çeşitli eyaletlere bölünmüş bir ülke ve tüm bu eyaletlerin farklı tarihi, kültürü, yaşayış tarzı var. En büyük eyaletlerden biri olan Bavyera’nın ise yeşil elbiseleri, ilginç müzikleri ve kendisiyle bütünleşmiş bir hayat tarzı bulunuyor. Eyaletin tüm kültürünü ve yaşam tarzını yansıtan kenti ise Münih. Takvimler ekim ayını gösterdiğinde her taraftan gelen Oktoberfest haberleri ve sosyal medyada akıp giden “Çok eğleniyoruz!” paylaşımları Münih’e gitmediğine pişman etse de içini rahatlatacak bir haberimiz var.
Münih’in eğlence hayatı sadece Oktoberfest’ten ibaret değil! Eğlencesi de sadece gece hayatı ile sınırlı değil. Kültürel etkinliklerle eğlenenler için Münih’te gezilip görülecek çok sayıda müze ve opera binası var. Yani bu yazı hem gece kuşları hem de müze sevdalılarını mutlu edecek.
Evet, bu sırrı artık bildiğine göre hemen tatil programını oluşturup ucuz Münih uçak biletini almanın tam zamanı. Tüyolar bizden, eğlenmesi senden.
Münih Uçak Bileti Ara
İlk olarak gece hayatı sevenlere uygun mekan önerilerimizden başlayalım.
Münih Gece Hayatı Mekan Önerileri
Münih sadece Oktoberfest zamanı değil, yılın her dönemi eğlenceli gece hayatıyla dikkat çeken bir şehir. Şehir merkezinde ve çevresinde pek çok farklı tarza hitap eden mekan bulunuyor. İster canlı müzik dinle ister sabaha kadar dans et, her zevke uygun bir yer mutlaka var. Rock barlardan klasik gece kulüplerine, underground mekanlardan şık barlara kadar her tarza uygun seçenek mevcut. Eğer Münih’in enerjisini ve dinamik atmosferini gece de yaşamak istiyorsan senin için önerdiğimiz birkaç mekan var.
Backstage
Münih’te canlı müzik mekanları denince ve bir de bunun yanına “rock” kimliği eklenince ortaya Backstage çıkıyor. Hafta içi ve hafta sonu farklı farklı grupların performanslarıyla ortalığı sallayan Backstage, Münihli rocker’ların toplanma mekanı. Erkenden gidip yerini alarak sohbete başlayabilir ve birazdan sahneye çıkacak olan grubun başlatacağı geceye kendini hazırlayabilirsin. Türkçeye “sahne arkası” olarak çevirebileceğin Backstage, birçok farklı kültürden ve ülkeden insanın buluştuğu bir nokta. Bu karmaşık ve oldukça eğlenceli mekanda çok sayıda insan tanıyabilir ve kendin gibi eğlenmeyi seven birçok dost edinebilirsin.
Milla
Kalabalıkları boş verip Münih’in underground mekanlarına kaçabilirsin. Mesela Milla, underground bir yer düşünüyorsan aradığını bulabileceğin adres. Bir süre kendisini iyice gizlemiş, kulaktan kulağa yayılmayı başarıp küçük arkadaş gruplarını ağırlamış olsa da taşıdığı bu samimiyet ve yer verdiği iyi müzikler sebebiyle doğal olarak underground camianın adı sık sık geçen barı olmayı başarmış. “İçerideki vintage dekorasyon bir, jazz jam session’lar iki!” diyoruz ve keşfin kalan kısmını sana bırakıyoruz.
Neuraum
Eğer gece boyu enerjini yüksek tutacak bir mekan arıyorsan Neuraum tam sana göre. Münih’in en büyük gece kulüplerinden biri olan Neuraum, farklı müzik tarzlarına hitap eden dört ayrı bölümü ile geniş bir yelpazeye sahip. House, techno, R&B ve hit pop şarkılarının çalındığı bu mekan, dans etmek isteyen herkes için bir alan sunuyor. Sabahın ilk ışıklarına kadar devam eden partileri ile ünlü Neuraum, hafta sonları yoğun bir tempoda eğlence sunuyor.
Şimdi, Münih’te gezilecek müzelere ve opera binalarına geçelim.
Münih’te Gezilecek Müzeler ve Opera Binaları
Münih, Almanya’nın üçüncü büyük şehri olarak tanımlanıyor. Antik eserleri, tabloları, heykelleri, teknolojik arabaları ve patatesleri kısacası her şeyi kapsayan bu şehirde 80’in üzerinde müze bulunuyor. Bu nedenle Münih müzeleri oldukça ünlü. Yalnız Münih’te pek çok müze pazartesi günleri kapalı. Bu müzeleri ziyaret etmek için (Eğer bu müzeler devlet müzeleriyse tabii.) en iyi gün pazar günü. Çünkü pazar günü müze giriş fiyatları genelde indirimli oluyor.
Münih’in kültürel zenginliği sadece müzeleriyle sınırlı değil, opera sahneleri de şehrin sanatsal kimliğinin ayrılmaz bir parçası. Avrupa’nın en prestijli ve köklü opera binalarına ev sahipliği yapan şehirde Bavyera Devlet Operası gibi dünyaca ünlü sahnelerde unutulmaz performanslar sergileniyor. Münih’teki opera binaları hem klasik hem de modern eserleri sahneye taşıyarak sanatseverlere geniş bir yelpaze sunuyor.
Bu böyle olmayacak, en iyisi biz sana bu müzeleri ve opera binalarını tek tek anlatalım.
Brandhorst Müzesi
Müze Brandhorst kapılarını 2009 yılında ziyarete açtı. Geniş beyaz duvarlara sahip bu yeni müze, modern sanat eserlerine yer veriyor. Sürekli sergileri arasında Damien Hirst, Joseph Beuys ve Andy Warhol gibi sanatçıların yakın geçmişten koleksiyonları da bulunuyor. Bu arada Marilyn Portresi de bu müzede! Pazartesi günleri müze kapalı. Bunun dışında her zaman gidip göreceğin mükemmel bir yer.
Deutsches Müzesi
Geldik Münih’in en ünlü müzesine. Burası sadece Münih için önemli değil tabii. Kendisi dünyanın en büyük bilim ve teknoloji müzesi unvanını da taşıyor. Amatör radyodan nanoteknolojiye kadar her sene 28 bin obje sergileniyor ve bunun için her yıl 1,5 milyon ziyaretçi uğruyor. Müzenin her şeyden önce sunumları çok ilginç. Farklı aydınlatma şovları en dikkat çeken kısmı. Müzeye gitmeden önce burayı iyice araştır. 35 bölümden oluşan bu müzenin hangi kısmını keşfetmem gerektiğini belirle. Çünkü 1 günde 35 bölümü gezmen neredeyse imkânsız.
Glyptothek
Şehirde etkileyici neo-klasik binalar oldukça fazla. Bunlardan biri de Glyptothek. Bu güzel binanın, dünya üzerinde antik heykele ithaf edilen tek müze olduğu iddia ediyor. Burada eserleri camın arkasına saklamayı tercih etmemişler. Aralarında dolaşmak ve geçmişle yakınlaşmakta özgürsün. Burası geleneksel müze olmaktan çok, bir sanat galerisindeymişsin gibi hissettiriyor. Aynı bilet ile müzenin tam karşısındaki Devlet Antikalar Koleksiyonu’na da girebiliyorsun. Bu müze için en uygun gün, indirimli giriş uygulandığı için pazar günü.
The Museum of Five Continents
The Museum of Five Continents, Almanya‘nın ilk etnoloji müzesi. 200 binin üzerinde parçadan oluşan koleksiyona sahip bu müze tam 4.500 metrekare. Bu alan içinde dünyanın en eski kayıklarından Budist heykel koleksiyonlarına kadar her şey var. Gezinmeyi biraz daha kolaylaştırmak için coğrafi bölgelere göre bölümlerden oluşan bu müzenin en popüler bölgesi Asya bölümü. Hangi bölgede olursan ol, o bölgeye özel müzikleri dinleyerek koleksiyonların keyfini çıkarıyorsun. Eğer ailecek gidecekseniz belirtelim: 15 yaşının altındaki herkes bu müzeye ücretsiz olarak giriş yapabilir.
Kartoffel Müzesi
Düşünsene patatessin, var olma sebebin insan vücuduna karbonhidrat salgılamak ve en mütevazı sebzelerden birisin; ama müzede eser olarak sergileniyorsun. Bize patates ile empati yaptıran çok farklı bir müze Kartoffel Müzesi. Belki de kendisi Münih’in en rastgele müzesi olabilir. Fakat bunlar hep önyargıdan. Tek kahramanı patates olsa da aslında oldukça kapsamlı bir müze. Sekiz odaya yayılmış garip patates heykelleri, bilim insanları için uzman patates kütüphanesi dikkatini çekecektir. Mutlaka gör, çünkü burası tamamen ücretsiz.
Bayerische Staatsoper (Bavyera Devlet Operası)
Münih’in opera geleneği 17. yüzyıla kadar uzanıyor. Münih’in kültürel mirasını yansıtan bu ikonik ve görkemli bina ise Almanya’nın en eski opera evlerinden biri. 1653 yılında kurulduğundan bu yana Avrupa’nın en prestijli sahnelerinden biri olarak kabul ediliyor. Her yıl düzenlenen Münih Opera Festivali, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere kapılarını açarak unutulmaz performanslar sunuyor.
Muhteşem iç mimarisi, göz alıcı avizeleri ve tarihi atmosferi ile bir operaya mutlaka gitmeni öneriyoruz. Eğer farklı bir deneyim arıyorsan sahne arkası turlarına katılabilirsin. Evet, opera binasıyla ilgili enteresan bilgiler öğrenebildiğin bir turdan bahsediyoruz. Daha önce böyle bir etkinliğe katılmadıysan bu tecrübeyi de cebine koymanı dileriz.
Gärtnerplatztheater
Daha samimi ve sıcak bir atmosfere sahip olan Gärtnerplatztheater; müzikalleri, operaları, baleleri ve konserleri ile biliniyor. 1865 yılından bu yana sahne sanatlarına ev sahipliği yapan bu mekan, Bavyera’nın sanatsal çeşitliliğini ve yaratıcı performanslarını ziyaretçilere sunuyor. Farklı türlerden etkinlikleri takip edebilir, gösteri öncesinde veya sonrasında etraftaki kafe ve restoranlarda keyifli vakit geçirebilirsin.
Bu öneri ile yazımızın sonuna geliyoruz, ancak okumaya devam etmek istiyorsan Bir Bilet, İki Şehir: Bremen-Hamburg Gezisi başlıklı yazımıza geçebilirsin.