İçindekiler
Dünyanın en çok turist çeken ikinci şehri Londra, yılda yaklaşık 20 milyon turisti ağırlıyor. Onlarca müzesi, binlerce parkı, geniş ve yaygın ulaşım ağı ile bir şehirde olması gereken neredeyse her şeyi rahatça bulmanızı sağlıyor.
Londra, her ne kadar yılın 300 günü yağış alsa da çok hareketli ve her saniye yaşayan bir şehir. Diğer Avrupa kentlerine nazaran Londra’da hayat, geceleri bile inanılmaz canlı. Hatta öyle ki hem gündüzleri hem de geceleri yapacak birçok etkinlik ve aktiviteyi bulabiliyorsunuz.
Bir hafta kaldığım Londra’da, kendimce olmazsa olmaz bulduğum önerilerimi bu yazıda anlatmak istiyorum. Gerçi ben biraz yayarak Londra’yı gezdim. Sanırım aşağıda anlatacağım önerilerimi hızlıca gerçekleştirmek isterseniz 3-4 gün de yeterli olabilir.
Dediğim gibi aslında Londra çok ama çok büyük bir kent. Her ne kadar 3-4 gün desem de Londra’da yapılacak her daim yeni bir şey bulunabilir.
Artık lafı fazla uzatmadan, havası çoğu zaman kapalı olsa da her daim nabzı atan şehir hayatı ile mutlaka görülmesi gereken yerlerden olan Londra’da ne yapılırmış, gelin birlikte planlayalım
1. 20’den Fazla Müzeyi Ücretsiz Ziyaret Edin
Avrupa’da, sanırım en çok harcama yaptığımız kalemlerden bir tanesi müze ücretleri. Ama neyse ki Londra’da, belki de dünyanın en iyi müzelerine girişler ücretsiz. Sadece gönlünüzden koparsa bağış kutularına bağış yapabilirsiniz.
Bu müzeler hangileri mi?
- British Museum
- Natural History Museum
- Tate Modern
- Imperial War Museum
- Science Museum
- National Gallery
- Victoria and Albert Museum
Bahsettiğim bu müzelerin tamamına yılın her günü ücret ödemeden girebilir, milyonlarca parça tarihi eserden tutun da gerçeğinden pek ayırt edemeyeceğiniz manzaraları tablolara döken ressamların eserlerini görebilirsiniz.
2. Londra’nın Simgesi Kırmızı Otobüslerle Şehir Turu Yapın
Araştırmalara göre Londra’da en pahalı 2 şey sorulduğunda önce ev kiraları, sonra ise ulaşım geliyormuş.
Her ne kadar ulaşım pahalı olsa da şehrin olmazsa olmazları kırmızı otobüslerle gezmek, aslında pek de pahalı değil.
Şehirdeki tüm ulaşım araçlarına, Londra’daki ulaşım kartı olan Oyster kart satın aldıktan sonra kolayca binebiliyorsunuz.
Kullanım başı için genelde 2-3 Pound ödeyerek bu kırmızı otobüslerle Londra’daki çoğu yere gidebiliyorsunuz. Ayrıca bu otobüsler, 24 saat kesintisiz hizmet veriyorlar.
Ulaşım konusunda metrodan çok bu otobüsleri kullanmanızı öneririm. Hem Londra’nın tarihi sokaklarını görerek gezersiniz hem de metronun karanlık duraklarından uzak durmuş olursunuz.
3. Binlerce Parkı Gezin
Son yıllarda çoğu büyük şehrin özlem ve hasret duyduğu değer yeşil alan. Neyse ki Londra’da böyle bir durum söz konusu değil. Londra’nın %40’ı yeşil alan ile kaplı ve şehirde 3.000’den fazla park bulunuyor. Evet, 3.000. Neredeyse her mahallede 5-10 park demek bu.
3.000 parkın içerisinde en dikkat çekici olanları ve benim de çok sevdiklerim ise;
- St James Park,
- Hyde Park ve
- Regent’s Park.
Eğer vaktiniz olursa Londra’da 1 gün bisiklet kiralayıp bu parklarda dolaşın derim.
Özellikle küçücük bir güneşli gün belirtisi olunca kendilerini anında parklara atan Londralılar ile muhabbet edebilirsiniz ve bu güzel parkların tadını çıkarabilirsiniz.
4. Mutlaka Bir Müzikal İzleyin
Londra’da neredeyse her gün dünyanın en önemli müzikalleri sergileniyor.
- Mamma Mia,
- Les Miserables,
- Alaaddin ve
- Wicked bunlardan sadece bir kaçı.
Bu gösterilerin hepsi hemen her gün sergileniyor ve bilet fiyatları, 30-70 Pound arasında değişiyor. Bilet fiyatları biraz pahalı görünebilir, ama merak etmeyin. Bu konuda da size çok önemli bir önerim var:
Leicester Meydanı’nda, TKTS adında bir gişe var. Burada her gün son dakika biletler satılıyor ve neredeyse normal bilet fiyatının yarısına bilet bulabiliyorsunuz.
Şahsen Mamma Mia müzikaline bu gişeden biletimi alarak gittim ve normal bilet fiyatının yarısından biraz daha fazla ödeme yaptım. Zaten Londra’ya gelmişken mutlaka yapılması gereken şeylerin başında bu tiyatrolarda müzikal izlemek geliyor.
5. Fish And Chips Yiyin
İngiltere’de yeme-içme konusunda yüzlerce farklı mutfağı bulabilirsiniz; ama gideceğiniz çoğu restoran, İngiliz yemek kültürünü barındırmayacaktır. Çünkü İngilizlerin yeme-içme kültürü pek zengin değil.
İşte bu yüzden, benim gözlemlediğim ve araştırdığım kadarıyla ülkenin en meşhur yemeği fish and chips. Yani balık ve patates kızartması.
Bu konuda Londra’da en başarılı yerlerden birisi olan Poppie’s Fish And Chips güzel bir adres. Zaten birçok yerde şubeleri de var.
Hatta İngiltere’de fish and chips yenecek en iyi 20 adresten biri olarak biliniyor. Fiyatları da 14 Pound. Dünyanın farklı yerlerinde birçok kez fish and chips yedim, ama en beğendiğim yerlerin başında bu restoran geliyor.
6. Publarda Yerel Halk İle Tanışın
Birleşik Krallık’taki 4 ülkenin hangisine giderseniz gidin, pub kültürünü bu 4 ülkenin her mahallesinde görebilirsiniz.
Pub, aslında Public House yani Halk Evi demek. Eskiden bu coğrafyada yaşayan insanlar, pub denen mekanlarda buluşup sohbet eder, dertleşirlermiş.
Şimdilerde ise daha çok gece yarısına kadar içecek hizmeti veren yerler olmuş. Bu arada çoğu pub’da yemek servisi olmayabiliyor. Sadece içecek hizmeti veriyorlar.
Bu konuda, tüm Birleşik Krallık’ta bulunan Wetherspoons pub’larını tercih ederseniz daha uygun fiyatlara içecek içebilirsiniz. Pubların ismi farklı olabilir, ama Wetherspoons üyesi olup olmadığını, girişlerine asılan tabelalardan görebilirsiniz.
Bonus: Londra’ya Pegasus Hava Yolları ile Uçun
Londra’ya gitmenin en uygun ve ekonomik yolu Pegasus Hava Yolları ile Stansted Hava Limanı’na uçmak. Havalimanına indikten sonra Londra’nın tam kalbine otobüs veya tren ile 1 saatte kolayca ulaşabiliyorsunuz. Uçak biletinizi erkenden en uygun fiyata almak için Londra uçak bileti linkine tıklayın. Londra; gezilecek yerleri, harika parkları, eğlenceli gece hayatı ve müzikalleri ile bir şehirde olması gereken çoğu şeyi barındırıyor. Dünyanın en kozmopolit şehirlerinden birisi olan Londra gezinizin şimdiden güzel geçmesi dileğimle.