Amy Winehouse’un sözlerini takip ettiğimizde Back to Black noktasına, yani hüznün en derin noktasına gidiyoruz. Ama biz onun sözlerini değil adımlarını takip edeceğiz. Okullarını, en sevdiği mekanları, sahneye çıktığı Londra barlarını adımlayacağız. Bir Londra uçak bileti alıp, dünyanın sanat merkezine sadece Amy’yi tanımaya gidiyoruz. Özellikle Amy belgeselinin de vizyona girmesiyle daha yakından tanıyacağımız, arı kovanı saçlı kadına, sokaklarıyla, evleriyle dokunacağız. Amy’nin mekanı, Londra’nın Kadıköy’ü diyebileceğimiz ve mutlaka görmeniz gereken yer Camden! Zaten aksi düşünülemezdi.
Bu seyahatte Londra yağmurlarına gözyaşlarınız karışabilir. Yanınıza yağmurluk ve şemsiye almayı unutmayın. Bir müzik ve bir Londra hikayesi olarak Amy Winehouse, müziğin yönünü değiştirdiği gibi hepimizin müziğe olan bakışını da değiştirdi. Son sahneleri her ne kadar başarısız olsa da her zaman Grammy ödülü kazandığı o an ve şarkılarının samimi sözleri hatırlanacak.
Amy’nin peşinden uçak bileti alıp Londra’ya giderken, yanımıza çocukluğundan beri dinlediği ve en sevdiği şarkıları, Amy’nin en özel şarkılarını ve Camden Town’ı yaşatan notaları da yanımıza alıyoruz.