İçindekiler
Hollanda denince aklına başkent Amsterdam geliyor olabilir. Amsterdam’da gezilecek yerler de hayli fazla olabilir, ama Hollanda’nın diğer şehirlerinde Amsterdam’dan kesinlikle çok daha fazlası var. Hem hiçbir ülke yalnızca başkentiyle tam olarak tanımlanabilir mi? Amsterdam’ın güzelliğini gölgelemek istemesek de keşif için yollara düşen gezginlerin seçeneklerinin bu ülkede hayli fazla olduğunu söylemek istiyoruz. Evet, Amsterdam dışında Hollanda’da ziyaret edilebilecek muhteşem yerler var.
Amsterdam’dan günübirlik bir gezi planlamaya çalışıyorsan buraları keşfetmek için birlikte bir yolculuğa çıkacağız. Kartpostal gibi manzaralara dalıp giderken yepyeni yollar belirecek önümüzde. Hayır, bu bir şiir başlangıcı değil, gezginler için küçük bir spoiler!
Kampanyaları dört gözle beklediğini biliyoruz. Hollanda ucuz uçak biletini nerede bulacağını biliyorsun.
Hollanda Uçak Bileti Ara
Haydi gel, Amsterdam çevresinde görülecek yerler nereler detaylı şekilde bakalım.
Zaandam: Monet’i Büyüleyen Manzaralar
Amsterdam dışında Hollanda’da ziyaret edilebilecek en i̇yi yerler listemize Zaandam’la giriş yapmak istiyoruz. Amsterdam Tren İstasyonu’ndan (Amsterdam Centraal Station) trene binip 15 dakika sonra Zaandam’a ulaşabilmek mümkün. Amsterdam’a hayli yakın olduğu için şehir merkezini keşfetmek istediğin zaman bile burada konaklama yapabilirsin, aklında bulunsun.
Bir zamanlar Hollanda değirmencilik sektörünün kalbi Zaandam için şimdiki Hollanda’nın kırsalı diyebiliriz. Yani buralarda bol bol yel değirmeni göreceksin. Zamanında ünlü Fransız ressam Claude Monet’in de ilgisini çeken bu nokta için ressam bir dostuna yazdığı mektupta “Burada bir ömür boyu resim yapmaya yetecek kadar şey var. Her renkte evler, yüzlerce yel değirmeni ve sevimli tekneler…” diyerek Zaandam’a olan ilgisinden bahsetmiş. Üstüne de 4 ay kadar burada kalıp 1871 yılının silinmeyecek hatıralarını bırakmış. Bu izi sürmek istersen hem Monet’in hem de yerel ressamların resimlerini görebileceğin Monet Atelier’i ziyaret edebilirsin.
Zaandam’ın ikonik Inntel Hotel binasının en üstündeki mavi köşe de yine Monet’in tablolarından esinlenilmiş. Zaten Zaandam’ın en ilgi çekici “şeyi” için hayli özgün bir mimari tarza sahip yüksek yeşil ve mavi binalar diyebiliriz.
Zaandam ile ilgili bir eğlenceli bilgi ise Avrupa’nın ilk McDonalds şubesinin 1971 yılında bu şehirde açılması. İşine yaramayacak ancak ortamlarda söyleyebileceğin bilgileri seviyorsan bunu bir kenara yazabilirsin.
Zaandam’ın köyü diyebileceğimiz -estetik ve bakımlı yapılarıyla aslında tam olarak “köy” diyemeceğimiz- Zaanse Schans’a uğrayıp yel değirmeniydi, manzarasıydı -mevsimsel olarak denk gelirsen- lalesiydi bir bakıp ve tabii fotoğraflarını da çekip peynirlere doğru odaklanmanı öneriyoruz. Peynir tadımı bu köyün en popüler ve turistik aktivitesi.
Utrecht: Orta Çağ Esintili Modern Bir Hazine
Utrecht, sanki Amsterdam’ın daha sakin ama bir o kadar da kendine güvenen kuzeni gibi! Sadece 25 dakikalık bir tren yolculuğuyla ulaşabileceğin bu şehir hem tarihe meraklı gezginler hem de modern hayatın tadını çıkarmak isteyenler için tam bir cennet. Öğrenci şehri olan Utrecht, Orta Çağ cazibesinin içerisinde galeriler ve müzelerle birlikte modern bir hazine barındırıyor.
Şehrin merkezinde dolaşırken göz kamaştıran Dom Kulesi’ni göreceksin. Yüzlerce basamağı göze alabilirsen tepeye çıktığında karşına çıkan manzara bütün yorgunluğunu unutturacak.
Utrecht, Hollanda’nın en büyük şatosu olan De Haar Şatosu’na da ev sahipliği yapıyor. Jet set sosyeteyi ağırlamış olan bu şato sadece mimarisiyle değil; etrafından geçen kanallar, göletler, parklar ve iç mekanlarıyla masal gibi bir yer. Daha fazla bilgi sahibi olmak ve bu büyüleyici yere gitmek istersen Kasteel de Haar web sayfası sana yardımcı olabilir. Buraya ulaşmak için Vleuten istasyonundan geçen 127 numaralı otobüsü kullanabilirsin. Brink Haarzuilens durağında inersen 15 dakikalık bir yürüyüş sonrası ayakların seni şatoya getirmiş olacak.
Utrecht’in kanal kenarındaki kafeleri, rahat bir kahve molası vermek için birebir. Dilersen tekne turlarına katılıp kanal turu yapabilirsin. Bu şehirde bir bisiklet kiralayarak tarihi sokaklarda turlamak da ayrı bir keyif. Ama sadece tarihiyle değil, genç ve canlı ruhuyla da seni şaşırtacağını söyleyebiliriz. Kısacası hem tarihi hem de enerjiyi bir arada yaşamak istiyorsan Utrecht, Hollanda’nın başkenti Amsterdam’a harika bir alternatif.
Rotterdam: Küp Evler Durağında İnecek Var
Rotterdam, Amsterdam’la rekabet eden duraklardan biri. Amsterdam’dan trenle yaklaşık 35 dakika süren bu şehir, “Benim bir ayağım gelecekte, diğeri ise dünyayı keşfetmekte!” diyor. Modern mimarisiyle bir bilim kurgu filminden fırlamış gibi. Amsterdam’ın tarihi dokusunun aksine Rotterdam tamamen modern ve yenilikçi yapılarla dolu. Bunun sebebi ise 2. Dünya Savaşı’nda şehrin tamamen yıkılmış olması. Mesela ikonik Erasmus Köprüsü’nün üstünden geçersen kendini devasa bir açık hava sergisinde gibi hissedebilirsin.
Rotterdam sadece göz alıcı binalarıyla değil, limanıyla da meşhur. Burada bir liman turuna katılabilir ve dünyanın en büyüklerinden biri olan Rotterdam Limanı’nı keşfedebilirsin. Eğer fotoğraf çekmeyi seviyorsan o meşhur Kübik Evler’in (Evet, bildiğin küp şeklinde!) önünde bir selfie şart! Küplerin içinde kalan StayOkay isimli hostelde de konaklayabileceğini söyleyelim.
Sanat aşığıysan Kunsthal ve Boijmans Van Beuningen Müzesi’ni keşfedebilirsin. Son olarak Markthal’a uğramadan sakın dönme! Dev bir yiyecek pazarı, konut, ofis ve sanat galerisi karışımı olan bu mekan, miden ve gözlerin için tam bir şölen sunuyor. Dışarıdan dev bir at nalına benzeyen mekanın tavanı büyüleyici. Burayı mutlaka ziyaret etmeni öneriyoruz.
Volendam: Balıkçı Kasabasının Tatlılığı
Volendam, “Hollanda’nın kartpostal hali nedir?” diye sorsan alacağın cevap olabilir. Küçük, şirin ve bir o kadar da renkli ahşap evleriyle tam bir sahil kasabası! Amsterdam’dan kısa bir otobüs yolculuğuyla ulaşabileceğin bu kasaba seni eski zamanlara götürmeye hazır.
Burada yapman gereken en keyifli şeylerden biri yerel halkın giydiği geleneksel kıyafetlerle fotoğraf çektirmek! Evet; biraz turistik, ama kim böyle tatlı bir anıyı kaçırmak ister ki? Ayrıca Volendam Limanı’nda taze deniz ürünlerinin tadına bakmanı öneriyoruz. Yanındaki taze patates kızartmasıyla birlikte yediğin balığın tadı seni adeta deniz kenarında yaşamak isteyen birine dönüştürecek. Belki de zaten istiyordun. Kim bilir…
Tekneyle küçük bir gezi yaparak komşu kasaba Marken’e de geçebilirsin. Marken, bir o kadar daha tatlı ve Volendam’la tam bir “ikili kartpostal” havasında. Yani buradayken fotoğraf makinen hiç susmayacak, şimdiden söyleyelim.
Amsterdam Merkez Tren İstasyonu’ndan kalkan 316 numaralı otobüs ile yaklaşık yarım saat içinde Volendam’a ulaşabilirsin.
Maastricht: Hollanda’nın En İyi Noel Pazarı
Eğer Hollanda’ya kışın gideceksen Maastricht’i ajandana mutlaka ekle. Buradaki Noel ruhu kasım ayının sonlarında başlayıp yılbaşı gecesine kadar devam ediyor. Maastricht’in meydanlarında kurulan Noel pazarları güzellikleriyle büyülüyor diyebiliriz. Rengarenk ışıklar, sıcacık içecekler ve muhteşem hediyeliklerle dolu tezgahlar seni karşılayacak.
Buz pateni yapmak ya da sıcak çikolata yudumlarken meydanın tadını çıkarmak burada bir klasik. Unutmadan, geleneksel atlıkarınca turuna katılmadan sakın dönme! Yılbaşına kadar devam eden bu atmosferde kendini bir Noel filmi setindeymiş gibi hissedeceksin. Maastricht, Noel ruhunu her hücrende hissetmek istiyorsan doğru adres!
Noel zamanı gitmezsen de sorun değil. Şehrin tarihi sokaklarında dolaşmak hayli keyifli. St. Servatius Köprüsü’nden geçip hareketli bir mahalle olan Wyck’e gitmek ya da St. Servatius Bazilikası’nı ziyaret etmek de eminiz keyfine keyif katacak.
Önerilerimiz çoğunlukla Amsterdam’a yarım saatlik mesafede bulunan bölgelerden oluşuyor. Ancak Maastricht’e ulaşmak için Amsterdam’dan 2,5 saatlik tren yolculuğu yapman gerekiyor. Eğer kasım sonu ya da ocak başı gelirsen buna değer.
Bu öneri ile yazımızın sonuna geliyoruz, ancak okumaya devam etmek istiyorsan Hollanda Gezi Rehberi: Hollanda’ya Gitmeden Önce Bilmeniz Gerekenler başlıklı yazımıza geçebilirsin.