İçindekiler
- Amsterdam Nerede?
- Amsterdam’a Nasıl Gidilir?
- Amsterdam Uçak Bileti Ara
- 1. Central Station’dan Bisiklet Kiralayın
- 2. Dam Meydanı’nda Kısa Bir Tur Atın
- 3. Madame Tussauds’da Dünya Yıldızlarıyla Ahbap Olun
- 4. Museumplein’de Sanata Doyun
- 5. Anne Frank’a Saygı Duruşunda Bulun
- Vondelpark’ta Doğanın Tadını Çıkarın
- Red Light District’i Ziyaret Edin
- Çiçek Pazarında(Bloemenmarkt) Vakit Geçirin
Bir balıkçı köyünden harikalar yaratmış olan Amsterdam’ın dinamik yaşamı, tarihsel zenginliklerden, kültür sanata ve hareketli gece hayatına kadar, sen ne istersen onu yerine getirmenin sözünü veriyor.
Ekonomik uçuşlar sayesinde gün geçtikte turist nüfusu artan bu sıra dışı şehrin ziyaretçi kafilesine sen de katılabilirsin ve Amsterdam’a ulaşır ulaşmaz önerilerimiz doğrultusunda şehrin altını üstüne getirebilirsin. Söylemekte fayda var, aşağıda bahsi geçen önerileri yapmadan dönülen bir Amsterdam seyahati yarım kalmış sayılır.
Ayrıca turist yoğunluğundan söz açmışken, Amsterdam’ı ziyaret etmek için en güzel zamanın Nisan-Mayıs ayları olduğunu ancak şehrin her mevsim başka türden bir güzelliği olduğuna da dikkat çekelim. Amsterdam gezi rehberine ve önerilerimize geçmeden önce Amsterdam’ın coğrafi konumuna da bir göz atalım.
Amsterdam Nerede?
Amsterdam, Kuzey Avrupa’nın en gözde ve en ilgi çekici tatil duraklarından bir tanesi. Hollanda’nın batısında yer alan şehir aynı zamanda ülkenin başkenti konumunda. 12. yüzyılda Amstel Nehri’nin kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulan şehrin bulunduğu eyaletin adı da Kuzey Hollanda.
Şehir turistik anlamda Avrupa’nın en çok ziyaret edilen yerleşim bölgesinden biri olduğu için ulaşım ve konaklama seçenekleri açısından da oldukça gelişmiş. Peki Amsterdam’a nasıl ulaşılır?
Amsterdam’a Nasıl Gidilir?
Amsterdam’a ulaşmanın en kolay ve en ekonomik yolu Pegasus’un uçuşlarından geçiyor. Amsterdam’ın Schiphol Uluslararası Havalimanı, dünyanın her yerinden uçuşların gerçekleştirildiği büyük bir aktarma merkezi konumunda.
Şehrin yaklaşık 18 km dışında bulunan bu havalimanına geldikten sonra da şehir merkezine ulaşmak hayli rahat. İster taksi ister tren ile yaklaşık 20-25 dakika gibi kısa bir sürede merkeze ulaşabilirsin. Şehre en kolay şekilde nasıl ulaşabileceğinden bahsettiğimize göre gelelim önerilerimize.
Amsterdam Uçak Bileti Ara
1. Central Station’dan Bisiklet Kiralayın
Havalimanından şehrin merkezine gidebilmek için en çok rağbet gören seçenek tren yolculuğu. Ama burada asıl önemli olan Central Station’ın Amsterdam gezisine başlamak için çok iyi bir lokasyon olduğu. Çünkü Amsterdam’da gezilecek olan kültürel ve turistik yerlerin neredeyse hepsi bu alana sığmış durumda.
Hele ki istasyondan bisiklet de kiraladın mı tamamdır, Amsterdam tatilin resmen başlamış demektir. Bütün şehri saran bisiklet yolunda uzun uzadıya bir gezintiye çıkmak, Amsterdam seyahatinin kesinlikle ilk adımı olmalı.
2. Dam Meydanı’nda Kısa Bir Tur Atın
Central Station’a sırtını dön ve işte karşında meşhur Dam Meydanı… Tabii burada dikkatini ilk çekecek yer dünyanın 8. Harikası kabul edilen Royal Palace olacak, yani Felemenk Kraliyet ailesinin yaşadığı yer. Burada bir fotoğraf çektirin. Kadraja güvercinler de girerse, Amsterdam’a yakışır bir kare yakaladınız demektir.
Biraz kalabalıkta vakit geçirdikten sonra Nieuwe Kerk’e (Yeni Kilise) doğru gidin ve muhteşem gotik mimarisini seyre dalın. Meydanın hemen ortasında yer alan beyaz sütunu da merak edebilirsin. Hemen söyleyelim: National Monument (Ulusal Anıt), 2. Dünya savaşında hayatını kaybedenler anısına dikilmiş.
3. Madame Tussauds’da Dünya Yıldızlarıyla Ahbap Olun
Angelina Jolie ile poz verip, Lady Gaga ile absürtlüğün sınırlarını zorlamak veya George Clooney’nin yanağına bir öpücük kondurmak istemez misin? Birçok ünlünün gerçeğini aratmayacak derecede başarılı balmumu heykellerinin sergilendiği Madame Tussauds müzesi Amsterdam’da ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında geliyor.
Belki şansın yaver gider ve Amsterdam sokaklarında bu yıldızların gerçekleri ile karşılaşabilirsin, belli mi olur?
4. Museumplein’de Sanata Doyun
Şehrin sembolleri arasında yer alan “Iamsterdam” yazısının önünde fotoğraf çektirmek için müzeler bölgesi olarak anılan Museumplein’i muhakkak Amsterdam gezi listene eklemelisin.
Hollandalı dünyaca ünlü ressam Van Gogh’un yüzlerce eserinin olduğu Van Gogh Müzesi, Rijksmuseum ile Stedelijk Musem arasında yer alıyor ve yılda 1,5 milyon ziyaretçiyle oldukça popüler bir durak.
Meşhur “The Yellowhouse” ve “Potato Eaters”in orijinallerinin de burada sergilendiğini ayrıca belirtelim. Amsterdam’ın modern sanat müzesi Stedelijk Museum’da ise Dumas, Pollock ve Kandinsky gibi sanatçıların eserleri sergileniyor.
Rembrandt’ın meşhur The Night Watch’unu ve Johannes Vermeer’in The Milkmaid’ini bulundurmakla gurur duyan Rijksmuseum’u ziyaret etmiş olmak, gezin açısından bir gurur kaynağı olacak. Bu konuda bize güven!
5. Anne Frank’a Saygı Duruşunda Bulun
Amsterdam’la özdeşleşmiş olan Anne Frank’ın acıklı bir hikayesi bulunuyor. 2. Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen işgalde 4 kişiyle birlikte gizli bir bölmeye saklanan Anne Frank, kendisine hediye edilen günlükte yaşadıklarını anlatmaya başlıyor.
2 yıl sonra polis baskınıyla toplama kampına gönderilen ve babası dışında herkesi kaybeden Frank’in günlüğü yıllar sonra basılıyor ve yaşadıklarıyla herkesin içini sızlatıyor. Anne Frank House’a yapacağın ziyaret ile 14 yaşındaki bu küçük ve cesur kızın yaşadıklarına tanık olacaksın.
Bu mutlaka yapman gereken 5 öneri dışında ayrıca şunları da listene ekleyebilirsin.
Vondelpark’ta Doğanın Tadını Çıkarın
Vondelpark, Amsterdam’ın en büyük parkı konumunda. Ünü Hollanda sınırlarını aşan bu park, yıl boyunca milyonlarca gezgini ağırlar. Leidseplein’in güneyinde ve Rijkmuseum ve Van Gogh Müzesi’nin yakınında yer alan park, lokal halkın da buluşma noktalarından.
Yeşilin her tonunu bulabileceğin Vondelpark’ta piknik yapabilir, yürüyüşe çıkabilir ve dilediğin gibi çimlere uzanıp etrafını izleyebilirsin. 19. yüzyılda halka açılan bu park, ismini de Hollandalı bir şair olan Joost van den Vondel’den alıyor. Yılın her dönemi canlı ve kalabalık olan bu park, Amsterdam gezilecek yerler listesinde kendine her zaman yer bulur.
Red Light District’i Ziyaret Edin
“De Wallen” olarak da isimlendirilen Red Light bölgesi şehrin en eski bölümlerinden. Akşam saatlerinde hareketlenen bölge, multikültürel ve sosyal anlamda görülmeye değer.
Bir Amsterdam gezisinin olmazsa olmazlarından kabul edilen Red Light turu, seni eğlencesi bol ve renkli bir dünyaya götürebilir. Burada dolanırken civardaki kafelere, bistrolara da uğrayabilirsin.
Çiçek Pazarında(Bloemenmarkt) Vakit Geçirin
Ünü tüm dünyaya yayılmış olan Bloemenmarkt, Amsterdam’ın en cıvıl cıvıl köşelerinden. “Dünyanın suda yüzen tek çiçek pazarı” olarak bilinen Bloemenmarkt, yan yana kurulmuş çiçek tezgahlarından oluşuyor.
Başta lale olmak üzere her türlü çiçek ve bitkinin satıldığı bu Çiçek Pazarı ilk olarak 1862 yılında kurulmuş. Eskiden ülkenin farklı bölgelerindeki çiftçiler, yetiştirdikleri çiçekleri ve bitkileri teknelerle getirip bu kıyıda satarmış.
Buradaki tezgahlar hala sudaki botlar üzerine kurulmuş durumda ancak kıyıya sabitlenmiş şekilde duruyorlar. Buraya geldiğinde aklına gelebilecek her türden çiçeğin ve bitkinin tohumlarını, dikilmiş ve yetiştirilmiş hallerini görebilirsin.
Ayrıca burada sadece çiçek ya da bitki yok. Eğer hediyelik eşya almak istersen, ahşap takunyalar, turistik magnetler, Amsterdam logolu, desenli terlikler, çikolatalar, şekerlemeler, duvar süsleri gibi şeyler de bulabileceğin dükkanlar var.
Bu öneri ile yazımızın sonuna geliyoruz ve seni Amsterdam klişeleri ile boğuyoruz. Yalnız hatırlatmakta fayda var, bu öneriler Amsterdam’ı Amsterdam yapan şeyler. Okumaya da devam etmek istersen “Avrupa’da Görebileceğin Değişik Yapılar: İlham Veren Tasarımlar” yazımıza geçebilirsin.