İçindekiler
İtalya’da geçen bir masal yazmamız istense, (ki neden istensin?) kesinlikle olaylar Bolonya’da geçerdi. Çünkü bu şehir, geçmişte siyasi hareketlerle bolca ilgilenmiş, tarihi ve kesinlikle egzotik bir şehir. Daracık sokakları, kızıl evleri ve Venedik’i aratmayan gizli kanallarıyla paspallığın en ilginç hali. Bolonya’da mutlaka gidilmesi gereken yerler var. Buraları küçük bir araştırmayla bulabilirsiniz. Fakat biz bu masal şehrin ayrıntılarına da âşık olduk. Pegasus’tan Bolonya ucuz uçak biletlerini kaptığın gibi bu ayrıntıları keşfedebilirsin. Seninle bu aşkımızı paylaşabiliriz.
Eski Hapishane Pencerelerinde Rapunzel Olmak
Torre Prendiparte 13 katlı bir Orta Çağ kulesi. Geçmişte bir hapishane olarak kullanılan kulede mahkumların duvara kazıdıkları yazılar da duruyor. Dış görünümü bile ürküten bu kule tam bir Orta Çağ yansıması. Odalar birbirlerinin üzerine Jenga blokları gibi yığılıyor. İlk üç kat otel olarak kullanılıyor geriye kalan 10 kat ise boş durumda. Şehrin muhteşem manzarasını görmek için kulenin tepesine çıkman yeterli. Başını aşağı sarkıttığında kendinde bir Rapunzel çaresizliği hissedebilirsin. Telaşlanma, göğe bakınca o his geçecektir.
Sanallığın Gerçekliliğine Şaşır
Sana bir yer söyleyeceğiz. Eğer, “Bolonya’da ne yapılır” sorusuna cevap olarak; “Yok artık denilecek şeyler de yapılır.” demek istiyorsan, buraya uğra deriz. Palazzo Pepoli Vecchio’dan bahsediyoruz. Bodrum katında La Citta Delle Acqua sergisi bulunuyor. Bu sergi seni nehirde yürüyormuş gibi bir simülasyon ile karşılayacak. Attığın her adımda sanal dalgalanmalar, suyun hareketini yaşatacak. Gerçekten farklı bir deneyime hazırsan uçak biletini alıp buraya uğramalısın.
Kurutulmuş Bir Aziz’le Göz Göze Gelmek
Defter arasına saklanmış kurutulmuş bir papatyadan bahsetmiyoruz. Konumuz bildiğin kurutulmuş aziz. Chiesa della Santa çok görkemli bir kilise. Kilisenin görkemi, altın bir tahtta oturan mumyalanmış azizden geliyor. Bu sana biraz ürkütücü gelebilir ama bu şeyin 500 yıllık olduğunu bilmek harika bir duygu değil mi?
Fısıltılara Kulak Ver
Palazzo del Podesta şehrin tam ortasında yer alan ve mutlaka görülmesi gereken bir belediye sarayı. 1200’lü yıllardan beri burada. Önemli bir tarihi eser olan bu binanın bir de sırrı var. Binanın kemerlerinde akustik bir oyun oynayabiliyorsun. Yani en öndeki kemerden en uçtaki kemere fısıldadığında bile sesinin duyulduğuna şahit olacaksın.
Kendini Gurme Gibi Hisset
Bolonya’nın diğer keşfedilmesi gereken yanı kesinlikle lezzetleri. Tüm İtalyan şehirleri genelde lezzetlidir fakat Bolonya bu konuda biraz daha farklı. Sokak arasında hiç ummadığın bir yerde karşına harika lezzetleriyle bir restoran çıkıverir. Sana bir tanesini söyleyelim. Biri sana tarif etmedikçe asla All’Osteria Bottega’yı bulamazsın. Eski şehrin kenarında çok da umut vadetmeyen bir caddede bulunan restoran, Bolonya’nın en iyi lezzetlerini sunuyor. Özel içecekler ile servis edilen mortadella tabağına asla hayır deme. Ah bir de kızarmış patatesleri…