İçindekiler
- Petra Nerede?
- Petra’ya Nasıl Gidilir?
- Amman Uçak Bileti
- Nebatilerden Sanat Yıldızlarına Kayıp Şehir Petra
- Çölün İçinde Neden Bu Kadar Uğraş Verdiler?
- Kırmızı Tonlarında Bir Antik Kent: Rose City
- The Siq: Masal Diyarına Açılan Geçit
- Petra Hakkında Bilgiler: Su Taşıma Sistemi
- Şarkılara İlham Olan Şehrin Merkezi: El-Hazne
- Roman Amfitiyatro: Çölde Sanat
- Royal Tombs: Petra Kraliyet Mezarları
- Roma Yolu: Zafere Yürürken
- Qasr Al-Bint: Antik Şehrin Kutsal Bölgesi
- El-Deir Manastırı: Petra’nın Işığı
- Petra’nın Sırları: Gizli Havuz ve Çeşmeler
Petra Antik Kenti, Ürdün’ün gizemli çöllerinde gizli bir hazine olarak maceraperestleri kendine çağırıyor…
Doğu’da mistik bir yolculuğa çıkmaya hazırlan. Nebatilerin gizemli şehri Petra; kervanların çöllerde gezindiği, İpek ve Baharat yollarının en önemli ticaret rotaları olduğu, Romalıların havuzlarda keyifle yüzdüğü zamanların izlerini taşıyor.
Petra Nerede?
6 Aralık 1985 yılındaki karar ile Dünya Kültürel Miras Listesi’nde kendine yer bulan Petra, Ürdün’ün Wadi Musa bölgesine bağlı bir antik şehir. Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasında, 100 kilometrekarelik bir alana yayılmış bu gizemli şehir, 1812 yılında Johann Burckhardt tarafından keşfedilmiş.
Petra, 2007 yılında Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri olarak da seçildi. Günümüzde bu antik şehir, Umman’ın en turistik merkezlerinden biri olarak göze çarpıyor. Ülkenin her yerinde buraya ulaşım sağlayan tur şirketleri bulmak mümkün.
Petra’ya Nasıl Gidilir?
Petra’ya gitmek için Amman uçak bileti alabilirsin. Bu ülkeye yaptığın yolculuktan sonra, antik şehre ulaşım sağlayan tur şirketlerinden destek alarak bir tatil planı yapabilirsin. Çölün içinde yükselen bu gizemli şehir, sana sanki başka bir gezegendeymişsin gibi hissettirecek.
Amman Uçak Bileti
Nebatilerden Sanat Yıldızlarına Kayıp Şehir Petra
Tarihin sıra dışı kavimlerinden göçebe Nebatiler, MÖ 1. ve 5. yy civarlarında, Doğu ve Batı arasında ticaret yollarını birbirine bağlayan, kayaya oyulmuş yapılardan oluşan olağanüstü bir kent kurdular. Amman Çölü üzerinde kurdukları bu şehre Raqmu adını verdiler. Günümüzde ise Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan bu görkemli şehir için başka bir isim kullanılıyor: Petra.
Çölün İçinde Neden Bu Kadar Uğraş Verdiler?
Arkeologların başlarda akıllarını en çok kurcalayan sorulardan biriydi bu, ama bir süre sonra basit bir cevapla karşılaştılar: Çöl, her ne kadar yaşamanın zor olduğu bir yer olsa da aynı zamanda Doğu’da önemli ticaret yollarına ev sahipliği yapar. Çölde ilerleyen kervanlar, çok uzun yıllar boyunca Doğu ile Batı arasındaki ticareti mümkün kılmış ve iki kültürün de birbirlerinden beslenmesini sağlamış. Petra; Çin, Mısır, Antik Yunan ve Hindistan arasındaki Baharat Yolu üzerinde bulunan çok önemli bir durakmış ve buradan geçen ya da burada konaklayan kervanlar, şehre vergi vererek çölün tehlikelerinden korunur ve dinlenme imkanı bulurmuş. Özellikle MÖ 120 ila 400 yılları arasında altın çağlarını yaşayan bu şehir, günümüzde de dikkat çeken tarihi yerler arasında. Eski zamanların ticaret, günümüzün turizm şehri Petra, gizemli yolculukları seven her maceraperestin hayatında en azından bir kere görmesi gereken bir yer olarak tüm tarih meraklılarını kendine çağırıyor.
Kırmızı Tonlarında Bir Antik Kent: Rose City
Petra Antik Şehri, içinde barındırdığı pembe, sarı, turuncu ve kırmızı tonlarından dolayı Rose City yani Gül Şehri olarak da biliniyor. Şair John William Burgon, “Tarihin yarısı kadar yaşlı gül kırmızısı şehir.” cümlesi ile betimlediği bu antik şehir için aynı isimli bir şiir yazdı. Bu şiir de ona 1845 yılında Newdigate ödülünü getirdi.
The Siq: Masal Diyarına Açılan Geçit
Ürdün-Petra kentine gitmek için 1,2 km uzunluğunda bir geçitten geçiliyor. Buraya The Siq deniyor. Kumtaşı kayalar ile çevrili bu geçit, bu kaya şehrinin yüzyıllar boyunca neden işgal edilemediğinin de yanıtını veriyor. Bu geçitlerden bir düşman askeri olarak geçmek neredeyse imkansız.
Petra Hakkında Bilgiler: Su Taşıma Sistemi
The Siq bölümünün girişinde Nebatilerin inşa ettiği bir baraj bulunuyor. Devasa su sisteminin bir parçası olan bu baraj, şehri su baskınlarına karşı koruyor.
Ünlü antik şehir, Sid Meier’in ünlü strateji oyunu Civizilation’da da kendine yer bulmuş.
Şarkılara İlham Olan Şehrin Merkezi: El-Hazne
The Siq geçidinin sonunda, Nebatilerin etkileşimde bulunduğu kültürlerden aldığı motiflerle süslenmiş devasa sütunlarıyla El-Hazne bölümü kaşifleri karşılıyor.
Dünyaca ünlü müzik grubu Helloween, 2013 yılında çıkardığı “Straight Out of Hell” albümündeki “Nabataea” şarkısını bestelerken Petra’dan ilham almış.
Roman Amfitiyatro: Çölde Sanat
Toplamda 7000 kişiyi ağırlayabilen amfitiyatro, 1. yy civarlarında inşa edilmiş bir Helenistik mimari örneği. Zamanında burada çok heyecanlı anların yaşandığı muhakkak. Şimdilerde ise sadece zamanın ne kadar yıpratıcı olabileceği gösteren bir tarihi eser…
Antik şehir, sanat tarihi boyunca çeşitli eserlere konu olmuş. John Yarbrough tarafından yazılan trajikomik oyun Petra, Best American Shots Plays 2014-2015 listesine girmeye hak kazanmış. Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasında yer alan Petra, bin yıllardır sanatçılara ilham veriyor ve vermeye de devam edecek…
Royal Tombs: Petra Kraliyet Mezarları
Amfitiyatronun karşısında kraliyet mezarları bulunuyor. Bu anıt mezarlar, Sextus Florentinus gibi şehre hükmetmiş ünlü krallara adanmış.
Lübnanlı Rahbani Kardeşler, Lübnan İç Savaşı’na hitaben yazdıkları “Petra” adlı müzikalı 1977 yılında bitirmişler.
Roma Yolu: Zafere Yürürken
Sütunlarla bezenmiş yol, gezginleri Helenistik mimari ile şekillendirilmiş çeşmelerin, heykellerin ve tapınakların bulunduğu şehir merkezine götürüyor.
Dünyaca ünlü video oyunundan uyarlanan Mortal Kombat: Annihilation filmindeki savaş tanrıları, Petra’da yaşıyorlardı.
Qasr Al-Bint: Antik Şehrin Kutsal Bölgesi
Antik şehrin keşif yolunun sonlarında maceraperestleri, Greko-Romen mimarisi ile şekillendirilmiş Qasar Al-Bint Tapınağı bekliyor.
Yeni Zelandalı Marguerite van Geldermalsen, 1979 yılında Mohammed Abdullah ile evlenerek kocasının ölümüne kadar bu antik şehrin bir mağarasında yaşadı. “Bir Bedevi ile Yaşamak” adlı kitabın yazarı Marguerite van Geldermalsen, artık kayıtlara geçmiş Petra’da yaşayan ilk kadın olarak biliniyor.
El-Deir Manastırı: Petra’nın Işığı
Nebatilerin en büyük yapısı olan ve mozaiklerle bezenmiş El-Deir Manastırı’na ulaşmak için 800 basamaklı bir merdiveni çıkmak gerekiyor.
Usta yönetmen Ron Fricke tarafından 2011 yılında çekilmiş büyüleyici belgesel Samsara’da, bu görkemli antik şehrin çekilip kurgulanmış görüntüleri izlenebiliyor.
Petra’nın Sırları: Gizli Havuz ve Çeşmeler
Günümüzde arkeologlar antik şehri araştırmaya devam ediyor. Özel kameralarla şehrin altyapısı görüntülenerek modellemeleri yapılıyor. Böylece kayıp kültür Nebatiler hakkında bilgiler de gün ışığına çıkmaya devam ediyor.
Yakın bir zamanda, burada devasa boyutlarda havuzlar bulundu. Ticaret sayesinde aşırı zenginleşen Nebatiler, bu havuzları rahatlama amacıyla kullanıyor olmalıydılar…
Peki, sen bir Indiana Jones macerası yaşamaya hazır mısın? Petra’nın gizemli tapınaklarında ve geçitlerinde, renk oyunları karşısında büyülenmeye hazır ol. Antik dönemlerin saklı kalmış kenti Petra, adrenalin tutkunlarını ve çöl sessizliğinde iç huzuru arayan herkesi kendine çağırıyor.
Antik dönemlerden kalan eserleri okumaya devam etmek istersen aşağıdaki içeriklerden devam edebilirsin.