İçindekiler
Roma, turizmle kol kola yaşayan başkentlerden biri. Dolayısıyla her daim kalabalık. Şehri sessize alıp gizli mücevherleri keşfetmek isteyenler bu yazımı eminim sevecektir. Avrupa’nın en ikonik şehirlerinden birisi olan Roma’ya iki saat süren konforlu Pegasus uçuşuyla varıyoruz. Uçağımızın indiği havalimanının ismi Leonardo da Vinci. Çok sempatik, değil mi?
Siz de Roma seyahat planı yapıyorsanız ve uygun fiyatlı Roma uçak bileti arıyorsanız Pegasus’a göz atabilirsiniz.
Roma Uçak Bileti Ara
Bizim yolculuğumuza dönecek olursak… Çocuklu olduğumuz için hiç beklemeden geçiyoruz pasaport sırasından. Taksiye biniyoruz ve 40 dakika içerisinde Piazza del Popolo’daki otelimize varıyoruz. İşte Roma’dayız!
Buraya son gelişimin üzerinden bir hayli zaman geçmiş. Şehrin kalabalık olduğunu tahmin ediyordum, fakat böylesine bir çılgınlık beklemiyordum açıkçası! Seyahatlerimde bir parça sakinliğe ihtiyacım olduğundan alternatif bir rota çiziyorum bu sefer. Roma, tarih açısından öylesine zengin bir şehir, öylesine gizli mücevherler barındırıyor ki çizdiğim yeni rota rahatça gezmemize imkan tanıyarak bize inanılmaz keyifli zaman geçirtiyor.
Gelin, Roma’da gezdiğim yerlere 6 adımda birlikte göz atalım.
Gezdiğim yerlerin haritasını da aşağıya bırakıyorum.
1. Doria Pamphilj Gallery
Meşhur alışveriş caddesi Via del Corso’dan giriş yaptığımız Doria Pamphilj Gallery’nin tarihi 16. yüzyıla dayanıyor. Sanat ve tarihi harmanlayan saray, o zamanların asilzade, politika ve sosyete buluşmalarının çekim noktasıymış. Bir aile üyesi tarafından anlatılan hikayeyi sesli rehberden dinlemek çok keyifli.
Sırasıyla Pamphilj, Doria, Facchinetti, Colonna, Borghese ve Savoie ailelerini barındırmış bünyesinde. Jupiter Room, Velvet Room diye isimlendirilen odaları gezerken Titian, Caravaggio, Raphael, Bernini Carracci eserleri çıkıyor karşımıza. O da nesi? Velazquez’in Papa Innocent X eseri de burada! Hayranlıkla gezdiğimiz binanın bahçesinde bulunan Caffe Doria’da soluklarak buradaki gezimizi tamamlıyoruz.
2. Via Margutta
Başrollerinde Audrey Hepburn ve Gregory Peck’in oynadığı 1953 yapımı A Roman Holiday isimli filmi hatırlar mısınız? İşte, o filmin ikonik sahnelerinden birisi bu sokakta çekilmiş. Piazza del Popolo’nun hemen üst tarafında bir dönemin mütevazı zanaatkarlarının yaşadığı, şimdilerde sanat galerilerinin merkezi olan Via Margutta’dayız.
Hayata gözlerini Rimini’de açıp Roma’da kapatan İtalyan yönetmen Federico Fellini ve oyuncu eşi Giulietta Masina’nın evi çıkıyor karşımıza. İtalyan sosyetesinden yazar Marina Punteri, ressam ve politikacı Renata Guttuso, Macar heykeltıraş Amerigo Tot, kimler kimler hayat vermiş bu sokağa… Yemek molamızı son derece zarif dekore edilmiş olan La Segreta’da veriyoruz.
3. Via Del Pellegrino
Roma’nın çiçek pazarının kurulduğu Campo de’ Fiori meydanından sağ tarafa doğru ilerlediğimizde bu sakin sokağa giriyoruz. Macaristan Kralı Matthias Corvino’nun 1464’te Roma’dan geçerken kaldığı ev, 18. yüzyılda yapılmış Madonella Heykeli ve 1899’da kurulan ikonik bisiklet markası Collalti, yürürken fark ettiğimiz detaylardan sadece birkaçı. Sokağın başındaki Osteria da Fortunata Restaurant’ta yemek molası vermek için sıraya giriyoruz. Neyse ki sıra hızlı ilerliyor.
4. Hotel De Russie
Dışarıdan baktığınızda herhangi bir bina gibi algılayabilirsiniz, ancak içeri girdiğinizde binanın güzelliği karşısında hayrete düşeceğinizi garanti ediyorum. Jean Cocteau, Hotel de Russie için şöyle bir söz etmiş: Burası yeryüzündeki cennet!
1820’lerde İtalyan mimar Giuseppe Valadier tarafından tasarlanan bahçeyi gördüğümde ben de kafamdan aynı cümleyi geçirmiştim. Bu büyüleyici bahçede konuşlanan Jardin de Russie, yemek molamız için mükemmel seçim!
5. Museo Leonardo Da Vinci
Filozof, astronom, mimar, mühendis, mucit, matematikçi, anatomist, müzisyen, heykeltıraş, botanist, jeolog, ressam; ezcümle o bir hezarfen. Leonardo da Vinci’ye özel bir ilgim olduğundan bu müzeye mıknatıs gibi çekildiğim doğrudur. Ailece çok da keyif aldık; çünkü da Vinci’nin detaylı anatomik eskizleri, uçuş denemeleri, makine prototipleri, icatları, tutkuları gibi birçok bilgi çıktı karşımıza.
6. Palazzo Venezia
Yüzyıllar boyunca papaların, kardinallerin, büyükelçilerin ikametgahı olan Palazzo Venezia’nın yapım tarihi 15. yüzyıla, Barbo Ailesi’ne dayanıyor. Tarihçesine baktığım zaman Venedikli soylu bir aileden gelen, dini kariyer yapmak isteyen Pietro Barbo’nun papalığa uzanan yolculuğu hakkında ilginç bilgiler ediniyorum.
2016 yılına kadar sarayın bahçesine araç park ediliyormuş, ancak şimdi tam koruma altındaymış bina. Bahçenin güzelliğini mutlaka görmelisiniz. Palazzo Venezia’yı da Roma’nın gizli mücevherleri listeme iki kere düşünmeden ekliyorum.
Umarım okumaktan keyif almışsınızdır, çünkü ben önerilerimin sonuna geldim 🙂 Daha fazla seyahat önerisi okumak isterseniz Şebnem Burcuoğlu Seyahat Yazıları sayfasından diğer yazılarıma ulaşabilirsiniz.