İçindekiler
Romantizm denince dünyada en çok adı geçen yerlerden birisi olan Venedik; tarih kokan meydanları, lezzetli İtalyan yemekleri ve eşi benzeri olmayan mimarisi ile her yıl 20 milyondan fazla turisti ağırlıyor. İşte bu kadar insanın heyecanla gittiği Venedik nasıl bir yermiş, 3 kez bulunmuş birisi olarak, size bildiklerimi 7 adımda anlatayım diyorum. İlk olarak Venedik’e nasıl gidilir ondan bahsedeyim.
1.Venedik’e Pegasus Hava Yolları İle Uçun
En güzel yanı Pegasus Venedik uçuşlarının direkt Marco Polo Uluslararası Havalimanı’na gerçekleşiyor olması. Tabii bu havalimanı, Venedik’in olduğu adalar bölgesinde değil, şehre 12 km kadar mesafede yer alan ayrı bir bölgede bulunuyor.
Havalimanına geldikten sonra ister otobüsler ile isterseniz de teknelerle Venedik’in kalbine yarım saat kadar kısa bir sürede ulaşabiliyorsunuz.
Benim önerim, Venedik’e ulaşım için 8 Euro ödeyerek 5 numaralı otobüsü kullanmanız. Hem oldukça hızlı hem de ekonomik.
2.Venedik’i Anlayarak Gezin
Venedik çok özel bir bölge. 118 adadan oluşan ve 400’den fazla köprü ile birbirine bağlanmış binlerce yıllık bir şehir. Venedik’i bu kadar özel kılan şeylerden birisi de aslında her yıl daha da suların altında kalacağı zamanın yaklaşıyor olması. Neden mi? Çünkü Venedik, son yıllarda yapılan araştırmalara göre, her yıl 1-2 mm sular altına gömülüyor. Tahminlere göre 2032 yılına kadar 10 cm kadar daha suların altında kalacak. Öyle ki 2100 yılına gelindiğinde Venedik’in tamamen sular altında kalacağı öngörülüyor. İşte, bu üzücü haberlerden dolayı birçok turist, Venedik batmadan önce şehri görmek istiyor.
Venedik’i anlamak demişken… Bu şehir kazıkların üzerine kurulu desem ne düşünürsünüz? Evet, bildiğiniz kazıklar üstünde kurmuşlar şehri. Vakti zamanında bu bölge bataklık iken Venetolular kazıkları kullanarak sıfırdan Venedik’i inşa etmişler ve böylesine eşsiz bir yer bugüne kadar ayakta kalmayı başarmış.
Şahsen bu durumu öğrenince ilk düşündüğüm şey “Bu kazıklar nasıl çürümez?” olmuştu. Ama sonradan öğrendim ki suya dayanıklı ağaçlardan olan meşe ve karaçam kullanmışlar. O yüzden diyorum Venedik gezisinde şehri anlamak ve değerini bilmek gerek diye.
3.Harika Yemekleri Tadın
Gelelim Venedik’te mutlaka yapılması gereken şeylere. İlk önerim tabii ki yemekler. İtiraf edelim; İtalya’da aç kalmak neredeyse imkansız. İtalyanlar çoğu yemeklerinde zeytinyağı kullandıkları için bizim oldukça aşina olduğumuz bir mutfakları ve damak tatları var.
Venedik’e gelince mutlaka tatmanızı önerdiğim yemekler ise deniz mahsullü makarnaları, sarde in saor dedikleri balıkları ve cicchetti dedikleri atıştırmalıkları. Özellikle akşam üstü saat 5’i geçti mi, aperatif saatleri başlıyor ve birçok restoranda bu atıştırmalıkları yani cicchietti’leri görebiliyorsunuz. Fiyatları da oldukça uygun oluyor.
Bununla birlikte Venedik’e özgü mürekkep balığından yapılan makarnalarını da mutlaka denemenizi öneririm. Bu makarna, mürekkep balığından çıkan siyah mürekkepten dolayı siyah bir makarna ve Venedik’e özgü.
Fark ettiyseniz, meşhur İtalyan dondurmalarından ve pizzalarından bahsetmedim bile. Bunu zaten listenize aldığınızı düşünüyorum.
Her 3-4 saatte bir dondurma ile serinlemeden, aralarda bir dilim İtalyan pizzası yemeden Venedik seyahati tam anlamıyla gerçekleşmiş sayılmaz. Bu arada hem dondurma hem pizza konusunda çok ama çok iyi İtalyanlar.
4.San Marco Meydanı’nda Tarihe Doyun
Herhalde 100 kişiye “Venedik’in kalbi neresi?” diye sorsanız muhtemelen 90 kişiden fazlası, 1.000 yıldan uzun tarihi bir değere sahip San Marco Meydanı cevabını verecektir. Bu meydanı bu kadar özel yapan şey ise hem gece hem de gündüz capcanlı olması ve etrafında bulunan güzide tarihi yapıları.
Tarih demişken… Aslında Venedik’in her daim en kalabalık ve hayatın en yoğun olduğu yeri San Marco olmuş. Etkinlikler, kutlamalar ve daha nicesi yüz yıllardır bu meydanda düzenlenirmiş.
İşte, bu meydanın etrafı da kendisi gibi tarihi yapılarla çevrili. Bunlar;
- San Marco Bazilikası,
- Dükler Sarayı,
- Aziz Mark’ın Çan Kulesi ve
- Torre dell’Orologio Saat Kulesi.
Özellikle Aziz Mark’ın Çan Kulesi’ne asansör ile çıkıp harika bir Venedik manzarası görmeden Venedik’ten dönmemek gerekir.
Şahsen benim Venedik’i uzun uzun izlemeyi en sevdiğim yer tam da bu kulenin en üst noktası. Bir akşamüstü manzaranın tadını çıkarın derim.
5.Kanal Turu Yapın
Her ne kadar gondolla kanalları gezmek herkesin Venedik denince ilk aklına gelen şey olsa da bence daha ekonomik olması açısından Büyük Kanalı tekne ile gezmek daha makul. Bunu her iki deneyimi de yaşadığım için söylüyorum.
Bu teknelerden en yaygını vaporetto’lar. Venedik’te yol olmadığından bir yerden bir yere geçmek için bu tekneleri kullanıyorlar. Birkaç euro ödeyerek bir yerden diğerine rahatça geçebiliyorsunuz. Hatta günlük pass alırsanız Venedik’te ulaşım için bütün bu tekneleri rahatça kullanabilirsiniz.
Peki, gondol fiyatları ne kadar dersiniz? Normalde yarım saat hatta en fazla 45 dakika süren gondolların ücreti 80 Euro oluyor ve 6 kişiye kadar binebiliyorsunuz. Aslında oldukça turistik bir aktivite, ama karar sizin tabii.
San Marco’ya yakın bölgede birçok gondolcu, aynen taksi duraklarındaki gibi bekliyorlar ve asla fiyatta pazarlık yapmıyorlar. 2 kişi de olsanız 6 kişi de olsanız 80 Euro talep ediyorlar. Eğer daha ekonomik olmasını isterseniz az önce bahsettiğim gibi teknelerle büyük kanalı gezebilirsiniz. Zaten inanın bana yürüyerek çoğu kanalı görebilirsiniz ve arada geçen gondollara bakarak dolaşmak yetiyor da artıyor.
6.En İlginç Kitabevini Ziyaret Edin
Libreria Acqua Alta yani “Yüksek Su Kitapçısı” sadece Venedik’in değil, dünyanın da en ilginç on kitabevinden biri.
Hatırlarsanız yukarıda “Venedik sular altında kalacak.” diye bahsetmiştim. Aslında kış mevsiminde bu kanallar zaten taşıyor ve bazı yapıların içerisi su ile doluyor. İnternetten bununla ilgili birçok haber de görebilirsiniz. Suların yaklaşık 40 cm kadar taşmasıyla bütün o sokaklar, meydanlar bir anda kayboluyor.
İşte, bu kitabevinin sahibi Luigi Frizzo, bu duruma dikkat çekmek istemiş ve kitaplarının ıslanmaması için kitabevinin tam ortasına kocaman bir gondol yerleştirmiş. İçerisine de kitaplarını koymuş. Aynı zamanda bütün kitapların yüzebileceği şekilde küvetler getirmiş ve bu küvetleri de kitaplarla doldurmuş. Böylece kanallar taşsa bile kitaplar gondol ve küvet ile yüzecek ve zarar görmeyecekmiş.
Eğer Venedik’e giderseniz bu enteresan kitapçıyı ve sevimli kedilerini görmeden dönmeyin. Luigi, duruma isyan etmemiş ve kendince çözüm bulmuş. Takdire şayan bir durum. Kitabevi de bence Venedik’teki en özel yerlerden.
7.Murano ve Burano Adalarına Günübirlik Gezi Düzenleyin
Venedik birçok adadan oluşuyor demiştim. İşte, onlardan en güzel iki tanesi Murano ve Burano adaları.
Murano Adası, yüz yıllardır süregelen cam sanatı ile meşhur. Adada bulunan cam atölyeleri, müze ve dükkanlar sadece İtalya’da değil, dünyada da nam salmış durumda.
Burano Adası ise rengarenk evlerin olduğu, sokaklarında gezerken sanki küçük bir balıkçı kasabasında geziyormuş hissi veren sevimli bir yer. Burano sevimli evlerinden dolayı benim en çok sevdiğim noktalardan birisi. Renk ve tasarım açısından Venedik’in merkezindeki yapılar gibi olmadığını bilmenizi isterim. Burası daha canlı, daha sevimli.
Bu iki adaya da teknelerle kolayca geçebiliyorsunuz. İster tek yön bilet alabiliyorsunuz isterseniz gidiş-dönüş bilet alabiliyorsunuz.
Venedik gördüğünüz gibi sadece aşıklar şehir değil, aynı zamanda dünyada eşi benzeri olmayan bir mimari güzelliğin de adresi. Henüz bazı şeyler geç olmadan Venedik’i ziyaret edin ve 2-3 gün kendinizi Venedik sokaklarında kaybedin. Bu eşi benzeri olmayan adalar bölgesinde şimdiden güzel bir tatil yapmanız dileğimle…
One Comment
hande
10 Kasım 2019 at 18:03harika fotoğraflar. fakat bu ara çok kalabalık olduğu söyleniyor hatta şehre giriş paralı olacakmış. Bu konu hakkında bilginiz var mı