İçindekiler
- Burada Herkes İçin Bir Şey Var: Amsterdam’da Eğlence
- 1. Amsterdamlı Havası Takın ve Amsterdam’da Eğlence Dünyasının İçine Dal!
- 2. Yürümek Yerine Patenle Kay
- 3. Hannekes Boom’da Sohbete Dahil Ol ve Amsterdam’da Eğlence Noktalarını Öğren!
- 4. Concertgebouw’da Konser Dinle
- 5. Gece Bisikletle Gezintiye Çık ve Amsterdam’da Eğlence Dünyasını Keşfet
- 6. Evcil Hayvan Çiftliklerini Ziyaret Edin
- Amsterdam Müzeleri: İkonik Sanatçılarla Baş Başa
- Amsterdam Parkları: Huzur Veren Güzellikler
Amsterdam’da eğlence arıyorsan araştırma yapmak için doğru yerdesin!
Yaz mevsiminde Amsterdam, en kalabalık ve coşkulu anlarını yaşıyor. Avrupa’nın birçok ülkesinden gençler ve daima genç kalanlar, çoğunlukla hafta sonu olmak üzere dünyanın bu en kozmopolit şehrini seçiyor.
Yaz mevsiminde rengarenk bir çehreye bürünen Amsterdam, eğlenmek isteyenleri bir araya getiriyor. Şehrin her köşesinde mutlu insanlar görmek, Amsterdam’da yaz tatili yapmayı planlayanların en çok karşılaşacağı durum olacak.
Sen de yaz mevsiminde Amsterdam gezisi düşünüyorsan pozitif enerjiye hazırlan. Unutulmaz bir tatil seni bekliyor!
Burada Herkes İçin Bir Şey Var: Amsterdam’da Eğlence
Gece hayatı, partiler, Red Light District ve etrafınızda hızla akan bir yaşam… Acaba Amsterdam eğlence hayatı sadece bunlardan mı ibaret? Yoksa başka türlü yaşamak ve bu şehirde eğlenmenin farklı yollarını bulmak da mümkün mü? Cevap veriyoruz: Evet!
Sıcak havalardan bunalan bünyeler için Amsterdam eğlencelerinde ilaç gibi gelecek 6 önerimiz var. Üstelik klişelere takılmayacağız. Birçok kişi için burada eğlenmek, Amsterdam gece hayatı içerisinde gezinmekten ibaret olsa da Amsterdam, bunun çok daha fazlasını sunuyor.
Burada geceleri bile açık olan müze ve galeri gibi kültür yapıları var. Amsterdam’ın doğal parkları ise başlı başına bir keyif. Müzik ve renkleriyle sokakları ve parkları renklendiren sokak sanatçıları ile beraber hünerlerini sergileyen jonglörler, parklarda görülebilecek eğlenceli detaylardan bazıları.
1. Amsterdamlı Havası Takın ve Amsterdam’da Eğlence Dünyasının İçine Dal!
Doğruya doğru, “Roma’da Romalı gibi davranmak” gerek. Kim demişse çok güzel demiş. Bu felsefe, bütün şehirler için kullanılabilir. Sen de bu fikri düstur edin ve Amsterdam’da sanki oranın yerlisiymiş gibi bir gün geçir.
Bunun için önce irice dilimlenmiş bir Gouda peyniri al ve taze ekmeğin arasına koyarak güzel bir sandviç yap. Sonra Athenaeum kitapçısından bir dergi satın al ve hemen meydandaki bir banka oturup bir yandan sandviçini ye, bir yandan da dergine göz gezdir.
Öğle saatleri yaklaştığında ise bisikletine atla ve sokak satıcılarından çiğ ringa balığı alıp mideni keyiflendir. Herring diyorlar bu atıştırmalığa. Balık sevenler için bulunmaz nimet. Hem ucuz hem de lezzetli.
Bisikletten pek hazzetmiyorsan parklarda koşuya da çıkabilirsin. Bir Amsterdamlı gibi güne başlamak istiyorsan ya bisiklet ya da koşu. Çünkü sağlık önemli. Üstelik çevrede görülebilecek pek çok eğlenceli şeyle karşılaşacaksın.
Önceden bahsettiğimiz gibi sokak sanatçıları, Amsterdam’ın en keyifli yanı.
2. Yürümek Yerine Patenle Kay
Amsterdam’da gezmenin Hollandalı hallerinden biri de paten kaymaktır. Bisikletlerle yarışır düzeyde çok kullanılan patenler, bu şehirde bir ulaşım aracı haline gelmiş durumda. Sen de bu akıma kapıl ve bir paten edin.
Paten hakkında pek deneyimin yok mu? Hiç önemli değil. Amsterdam o kadar düz bir şehir ki burada paten öğrenmek çok kolay. Üstelik ikinci el pazarında çok ucuz fiyatlara paten bulabilirsin. Daha ne diyelim!
Neden seni paten kaymak için motive ediyoruz? Çünkü yazı Amsterdam’da geçirmenin bir güzel yanı da akşam 9’dan sonra başlayan paten turları.
Son durak ise bir eğlence mekanı. Amsterdam’da eğlence akşamüstünden sonra başlıyor. Özellikle küçük ve butik yerlerde keyifli vakit geçirmek mümkün.
3. Hannekes Boom’da Sohbete Dahil Ol ve Amsterdam’da Eğlence Noktalarını Öğren!
1662 yılından beri aynı yerde bulunan bu “kafe&bar”a gidiş yolculuğu bile başlı başına bir eğlence. Kanal boyunca botlarla ilerleyerek varacağın yerde, dışarı konulmuş piknik masaları, güler yüzlü insanlar, müzik, yiyecek ve içecek karşılayacak seni.
İskeleden adımını atar atmaz karşında nefis bir manzara olacak ayrıca. Özellikle güneşli günlerde burası, Amsterdamlıların uğrak noktalarından biri haline geliyor.
Sosyalleşme peşindeysen, kaliteli yemekler tatmak istersen, “Karşımda da güzel bir manzara olsun.” diyorsan Amsterdam’da eğlence için bir gününü Hannekes Boom’a ayır. Pişman olmayacaksın!
4. Concertgebouw’da Konser Dinle
Dünyanın en çok ziyaret edilen konser salonu, Amsterdam’ın gurur kaynağı! 1881 yılından beri en seçkin müzisyenleri ağırlamış olan Concertgebouw, Amsterdam uçak bileti almadan önce programını kontrol etmen gereken ilk yerlerden. Aksi takdirde dünyanın en ünlü sanatçılarının performanslarını birkaç günle ıskalayıp üzülebilirsin.
Programa nasıl bakacaksın? Tabii ki Concertgebouw sayfasından. Müziğin her türüne yer veren mekanlardan olan Concertgebouw, eski zamanların rock’n roll klasiklerinden modern zamanların en fütüristik caz türüne kadar geniş bir yelpazede müzik keyfi sunuyor.
Konser salonunun özellikle yaz programları etkileyici oluyor. Klasik müzik tutkunları, bu salonun etkinliklerinin takibinde olsun. Amsterdam gezisinde bir Schubert senfonisi ya da Mozart konçertosu ile tatilini taçlandırmak isteyenler ihmal etmemeli, bizden söylemesi.
5. Gece Bisikletle Gezintiye Çık ve Amsterdam’da Eğlence Dünyasını Keşfet
Köprülerin kanal suları üzerinde bıraktığı yansımaların büyülü atmosferine kendini bırak ve en az bir Amsterdam gecesinde bisikletine atlayıp şehri turla. Birkaç da yol arkadaşı edin ve manzaranın keyfine karışan koyu sohbetler eşliğinde yol al.
Amsterdam’da eğlence peşindekilerin mutlaka yapması gereken bir aktivite! Amsterdam’da gece bisikletle gezmenin en güzel yanı, yolların otomobil bakımından neredeyse tamamen boş olması.
Amsterdam’da bisiklet sürmeyi düşünüyorsan şunu bilmelisin ki burada gerçek bir bisiklet trafiği var. Tabii herkes kurallara uyuyor ve Amsterdamlılar bisikleti hızlı sürüyor. Gece ise bisiklet trafiği daha az. Yani daha keyifli bir sürüş deneyimi seni bekliyor.
6. Evcil Hayvan Çiftliklerini Ziyaret Edin
Amsterdam’ın en güzel yanlarından biri, burada inanılmaz sayıda doğal alan bulunması. Hayvan hakları konusunda gelişmiş yasalara sahip Amsterdam, hayvanseverler için sevimlilik dolu eğlence turlarını gerçek kılıyor.
İster hayvanlar için özel olarak düzenlenmiş doğal parklarda uzaktan seyir keyfine dal, ister şehir dışındaki hayvan çiftliklerini gez. Hepsinde doyasıya hayvan sevgisini yaşayabilirsin. Ayrıca ARTIS Hayvanat Bahçesi’ne gidersen birçok sıra dışı canlıyı görme şansın olacak. Bisiklete atlamak için bir bahane daha!
Peki, bitti mi? Hayır! Bu 6 öneriye ek olarak Amsterdam hakkında bilgi vermeye ve Amsterdam’da gezilecek noktalara bakmaya devam edebiliriz.
Amsterdam Müzeleri: İkonik Sanatçılarla Baş Başa
Amsterdam’a gitmişken müzelere uğramadan dönmek olmaz. Şehir merkezinde turladıktan sonra Amsterdam’ın dünyaca ünlü müzelerine uğrayabilir ve konforlu bir ortamın tadını çıkarabilirsin.
Özellikle kültür sanata ilgi duyan bir gezginsen Van Gogh’un ya da Rembrandt’ın birbirinden ünlü eserlerine göz atabilir, Amsterdam’dan daha mutlu şekilde ayrılabilirsin.
1. Van Gogh Müzesi: Bir Dahinin Peşinde
Dünyaca ünlü ressam Vincent Van Gogh, Hollanda’nın medarıiftiharlarından biri. Yeni İzlenimcilik akımının temsilcilerinden olan ressamın hayat hikayesi de hayli enteresan. Bu müzeye geldiğinde ünlü ressamın resimlerini, taslak çizimlerini ve kardeşi Theo Van Gogh’a yazdığı mektupları göreceksin, heyecandan kendini kaybedeceksin.
3-4 saat ayırarak gezebileceğin müzenin asıl koleksiyonunda, Van Gogh’un 200’den fazla resmi ve 500 kadar taslak çizimi bulunuyor. 1853 yılında doğan sanatçının eserlerinin kronolojik olarak sergilendiği müze 5 katlı.
Her katta farklı eserlerin sergilendiği müzede mutlaka görmen gereken eserler ise Günebakanlı Vazo, Patates Yiyenler, Arles’teki Yatak Odası ve kendi otoportreleri. Bu eserleri görmeden müzeden ayrılma deriz.
2. Rijksmuseum: Hollanda Ulusal Müzesi
Hollanda’nın en önemli kültür varlıklarından biri olarak kabul edilen Rijksmuseum, 1800 yılında kurulmuş. Burada ışık ve gölgenin efendisi olarak anılan eşsiz ressam Rembrandt başta olmak üzere sayısız sanatçının eserlerini görebilirsin.
Hollanda sanat tarihinden şahane parçaların bulunduğu Rijksmuseum’da, Avrupa ve Asya sanatlarına ait farklı eserler de yer alıyor. Göz alıcı tablolar dışında heykeller, dekoratif objeler, taslaklar ve çizimler de müzedeki önemli eserleri oluşturuyor.
Sahip olduğu envanter ile dünyanın sayılı müzelerinden biri olan Rijksmuseum’u Amsterdam turununun bir parçası yapmanı tavsiye ederiz. Emin ol, pişman olmayacaksın ve müzeye adım attığın mest olacaksın.
3. Anne Frank’ın Evi: Hüzünlü Bir Durak
Amsterdam’da gezilecek noktalardan biri de tarihe ışık tutan Anne Frank’ın evi. Burayı özel kılan özellik, 2. Dünya Savaşı esnasında ölen 100 bin Hollanda Yahudisi’nden biri olan Anne Frank’ın toplama kamplarına götürülmeden önce ailesi ile beraber 25 ay boyunca bu evde saklanması ve savaş sonrasında kitap olarak basılan meşhur günlüklerini burada yazmış olması.
Bir ihbar neticesinde yakalanarak toplama kamplarına götürülen aileden sadece Anne Frank’ın babası Otto Frank hayatta kalmış. Otto Frank savaşın ardından kızının günlüklerini kitap olarak yayımlamış ve kitap ‘bestseller’ olmuş. Anne Frank’ın hüzün veren hikayesi dünyanın dört bir yanından milyonlarca kişiyi her yıl buraya çekiyor.
Bu ünlü müzeleri gezdikten sonra ise yaz aylarının olmazsa olmaz etkinliğini yapabilir, yani parkları ziyaret edebilirsin.
Amsterdam Parkları: Huzur Veren Güzellikler
Amsterdam huzuru içine çekebileceğin ver özgürlüğü doyasıya yaşayabileceğin parklarıyla hayli ünlü. Oralara kadar gitmişken uğraman gereken parklara da bir bakalım mı?
1. Vondelpark: Kendini Evinde Hisset ve Amsterdam’da Eğlence Dünyanı Genişlet!
Vondelpark, Amsterdam’ın en gözde ve en bilindik parkı. Bu doğasıyla huzur veren parka her yıl milyonlarca insan uğruyor ve huzurun tadını çıkarıyor. Burada ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarıp kendini evinde gibi hissedebilirsin. Öyle rahat, öyle kendi halinde bir ortam var.
Köpeklerini gezdirenler, koşuya çıkanlar, bisiklete binenler, çimenlik alanda uzanıp güneşin tadını çıkaranlar, kitaplarına dalanlar, şehrin en ünlü marketlerinden Albert Heijin’den yiyecek içecek alıp piknik yapanlar… Herkes burada yani.
Ayrıca burada bazı özel ördek ve kuş cinslerine de tanıklık edebilirsin, bizden söylemesi.
2. Westerpark: Sanatçıların Uğrak Noktası
Eğer sanatçı ruhlu, entelektüel kişilerle beraber olmak istersen bu parka gelebilirsin. Şehir merkezine hayli yakın olan Westerpark’ta, tuvallerine odaklanıp çalışan birçok ressamı ya da not alan birçok yazarı görebilirsin.
Uzun yürüyüşler yapabileceğin bu parkta, sessizliğin ve sakinliğin tadını çıkarmak elinde. Ayrıca burada kültürel etkinlikler gerçekleştiriliyor, pazarlar kuruluyor. Bu pazarlarda tasarım ürünler, retro kıyafetler, illüstrasyonlar, dekoratif eşyalar, takılar, ilginç seramikler bulabilirsin. Hayli keyifli bir park burası, uğramadan geçme deriz.
3. Oosterpark: Yalnız Kalmak İçin İdeal
Oosterpark merkeze biraz uzak kaldığı için diğer parklara nazaran daha az insanın uğradığı bir yer. Oldukça geniş olan parkın içerisinde birçok heykel ve anıt var. Kalabalıktan uzaklaşmak ve kafanı dinlemek istersen burayı tercih edebilirsin.
Yaz aylarında bu parkta tiyatrolar ve açık hava konserleri düzenleniyor. Marketten yiyecek içecek alıp kendini dinlemek için çok ideal bir yer burası. Duygu durumuna göre artık hangi parkı tercih etmek istersen orası sana kalmış.
Yazımızın burada sonuna geliyoruz, ama sen Amsterdam ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorsan Düşük Bütçeyle Amsterdam’ın Hakkını Verme Rehberi yazımızı okumaya devam edebilirsin.