İnsanlar şimdilerde gökyüzüne doğru ulaştırdıkları dev binalarıyla dikkat çekseler de, önceden tam tersi bir hareket söz konusuymuş. Yani yeraltının derinliklerinde bir hayatı var etmek… Bazen doğal afetlerden korunmak için bir sığınak, bazen düşmandan saklamak, bazen de kutsal bir nedene hizmet etmek için kurulan bu şehirler; ne kadar gizli olsalar da artık herkes tarafından biliniyorlar. Bu bilinirlikleri onların gizeminden bir şey eksiltmediği gibi, binlerce yıl sonra bile görenleri kendilerine hayran bırakıyorlar. Hemen bir uçak bileti ayarlayıp, binlerce yıl öncelerine dayanan gizemli şehirlerin sırrını çözerken, bu söylediklerimizin abartı olmadığını anlayacak, yeraltı şehirlerinin esrarına kapılmaktan muhtemelen kendini alamayacaksın.
Petra, Ürdün
Yeraltı şehri denilince akla ilk gelen adres, Petra oluyor. Çünkü burası yakın zamanda UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne girdi, hemen ardından 2007 yılında dünyanın 7 harikasından biri olarak seçildi ve bunu yaparken hiç zorlanmadı. Çünkü Petra, dünyada bulunan en gizemli yeraltı şehri. Bu tarihi ve arkeolojik kent, yüzyıllar boyunca kraliyet mezarı olarak kullanılmış. Tiyatro, tapınak, ev gibi yapılar kireç taşına oyularak yapılmış. Esrar dolu atmosferi ile ünlü olan Petra, Indiana Jones: Son Macera gibi birçok filmin seti olma görevini de üstlenmiş. Amman’a 250 kilometre uzaklıktaki bu kente karayolu ile kolaylıkla ulaşabilirsin.
Kariz, İran
Kish Adası’nda bulunan yeraltı şehrinin resmi bir ismi yok fakat turistler tarafından bu yeraltı şehri, Kariz diye anılıyor. 2 bin 500 yıldan daha fazla bir zaman önce inşa edilen bu kent, bir su kemeri ve ulaşım tüneli olarak kullanılmış. Bu yüzden bölgenin ticaret hayatı bu tünelden sağlanmış. Şimdilerde ziyaretçilere açık olan bu yeraltı şehri, restore edilerek lüks restoran ve dükkânlarla bir turizm üssüne dönüştürüldü. İran yeterince gizemliyken, böyle bir şehrin varlığı başlı başına dikkat çekici.
Derinkuyu, Türkiye
Kapadokya’nın gizemli topraklarında bulunan ve dünyanın en büyük yeraltı şehirlerinden olan Derinkuyu, 85 metre derinliğe ulaşan yeraltı şehirlerine ev sahipliği yapıyor. 1963’te keşfedilen tünellerin Roma döneminde yapıldığı tahmin ediliyor. Bir sığınak olarak kullanılan bu şehirlerin içinde 20 binden fazla insanın yaşadığı ve olağan bir köyden farksız olduğu iddialar arasında. Çünkü bu yeraltı şehrinde; ahırlar, kiliseler, depolar, yemekhaneler ve şarap imalathaneleri bulunuyor. Derinkuyu’yu eşsiz yapan en önemli özellik ise üç ve dördüncü katlar arasındaki krusiform (haç şeklinde) kilise ve kemerli tavanların var olması.
Moskova Metrosu, Rusya
Bu yeraltı şehri anlattıklarımız kadar antik bir değer taşımasa da kesinlikle günümüzün en kusursuz yeraltı kenti. 2. Dünya Savaşı öncesinde inşa edilen bu yapı, şimdilerde çok yoğun bir metro hattı. Duvarlarında bulunan mozaik süslemeler ve ihtişamlı ışıklandırmasıyla bir müzeyi andıran tarihi Moskova metrosu, görenleri hayrete düşürmeyi başarıyor. Her yıl 2.3 milyar insanın gelip geçtiği bu yeraltı şehri, gördüklerimizin içinde en işlek olanı.
Pilsen Yeraltı Şehri, Çek Cumhuriyeti
Prag’a ulaştıktan sonra 2 saate yakın bir karayolu ulaşımıyla ziyaret edeceğin Pilsen Yeraltı şehri, 14. yüzyılda şehrin caddelerinin altına inşa edilmiş. Geçitler, mahzenler ve kuyulardan oluşan 20 km uzunluğunda bir geçit labirenti olan bu kent, Pilsen Tarihi Yeraltı Tünelleri’ne de ev sahipliği yapıyor. Söylentilere göre, burada kentin yiyecek ve içecekleri saklanıyormuş, diğer bir söylenti ise şehrin duvarlarının ardında kilolarca hazine olduğu yönünde… Hangi efsane doğru bilmiyoruz ama buranın başlı başına bir efsane olduğu konusunda hemfikiriz.