Antalya'da Gezilecek Yerler

Ülkemizin tatil cenneti Antalya, gerek yeşil doğası gerekse tarihi güzellikleri ile yıl boyunca ziyaretçilerine farklı güzellikler vadediyor. Şehir içi ulaşımı kolay olan Antalya, bu açıdan da gezginlerin keşfetme tutkularını perçinliyor. İşte, Antalya'da keşfedilmesi gereken noktalar…

Kaleiçi

Antalya’nın tarihi sokaklarında dolanmak çok keyifli. Bu gezi sırasında birçok kültürel varlığı da gezme imkânı bulacaksınız. Bunlardan en önemlileri olan Hadrianus Kapısı (Üç Kapılar), bir Selçuklu yapısı olan Yivli Minare ve Eski Liman’ı görmeden geçmemeye dikkat edin.

Antalya Müzesi

Antalya ve çevresinin zengin arkeolojik buluntularının sergilendiği müze 1972 yılında bugünkü binasına taşındıktan sonra Avrupa Konseyi Özel Ödülü’nü kazanmış. 13 adet sergi salonu ve bahçe sergisinden oluşan yapı görülmeye değer.

Düden Şelalesi

Düdenbaşı denilen noktada yeryüzüne çıkan Düden Çayı iki kola ayrılır. Bir kolu Aşağı Düden (Karpuzkaldıran Şelalesi), diğeri ise Yukarı Düden Şelalesi'dir. Bu iki koldan çay, şelale oluşturarak Akdeniz’e dökülür. Aşağı Düden Şelalesi, Lara yakınlarında falezlerden denize dökülürken, Yukarı Düden Şelalesi'nin (İskender Şelalesi) bulunduğu alan piknik ve mesire yeri olarak kullanılmaktadır.

Konyaaltı Plajı

Konyaaltı Plajı Antalya’nın iki büyük plajından birisidir. Çakıl sahilden Antalya’nın mevsimine göre ılık ya da dev dalgalı denizinin keyfini çıkarabilirsiniz. Ayrıca şehrin içinden gayet düzgün bir plaja ulaşma lüksü de ayrı bir keyif veriyor.

Lara Plajı

Antalya’nın biraz dışında bulunan kum plaj, günümüzde bir turizm cenneti. Bir zamanlar Antalyalıların oba denen kamplarını kurup, yaz aylarını geçirdikleri bu plaj, artık lüks otellerle süslenmiş durumda. İncecik kumu ve ılık suyuyla yaz aylarında plajda adım atacak yer bulmak zor.

Antalya Arkeoloji Müzesi

1922 yılında Konyaaltı’nda kurulan Antalya Arkeoloji Müzesi, şehrin tarihi ve kültürel mirasına ışık tutuyor. Müzede farklı temalardan oluşan 5 bine yakın eseri yakından görmeniz mümkün. En çok sayıda antik kente sahip olan Antalya’nın çevresinden getirilen buluntuları inceleyebilir, arkeoloji bilginizi zenginleştirebilirsiniz.

Aspendos Antik Tiyatrosu

Serik İlçesi sınırları içerisinde yer alan dünyaca ünlü Aspendos Antik Tiyatrosu’nun tarihi M.S. 2. yüzyıla kadar uzanıyor. Romalılar tarafından inşa edilen yapı, Antalya’nın en gözde mimari harikalarından biri olarak nitelendiriliyor. Kusursuz akustiği ile öne çıkan tiyatronun yanı sıra çevredeki antik yerleşke de görülmeye değer.

Kurşunlu Şelalesi

Antalya, antik kentleriyle olduğu kadar şelaleleriyle de ünlü. Bunlardan biri de Kurşunlu Şelalesi. Yaz aylarında ziyaretçilerine serinleme imkanı sunan şelale, yerli halkın da sıcaktan bunaldığı zaman ziyaret ettiği yerlerden. Yedi küçük şelaleden oluşan vadi, 2 km uzunluğunda bir alana yayılmış.

Antalya’nın dışına çıkma imkânınız varsa…

Karain Mağarası

Türkiye’nin en büyük doğal mağaralarından biri olan Karain Mağarası’nda, Alt Paleolitik dönemden başlayan ve geç Roma dönemine kadar süren yerleşim izlerine rastlanmıştır. Türkiye’nin önemli arkeolojik alanlarından biridir.

Perge Antik Kenti

Önemli ticaret yollarının üzerinde bulunduğu için çok gelişmiş bir Antik dönem kenti olan Perge, kimi azizlerin uğrak yeri olduğu için Hristiyanlık açısından da önemlidir. Bu etkileyici kentin özellikle Sütunlu Caddesi üzerinde bir yürüyüş yapmanızı tavsiye ederiz.

Termessos

Türkiye’nin en iyi korunmuş antik kentlerinden biri olan Termessos 4000 kişilik tiyatrosuyla tanınır. Milli Parklar kapsamına alınmış kent, tapınakları, agorası ve etkileyici tiyatrosuyla gezilmesi gereken yerler arasında.

Çıralı-Olimpos

Küçük bir sahil beldesi olan Çıralı, pansiyon olarak kullanılan ağaç evleriyle ünlüdür. Çıralı’nın güneyinde bulunan Olympos harabeleri birçok mite konu olmuş önemli bir antik alan. Kuzeyindeki Chimera (Yanartaş) ise yine mitolojik bir bölge, bu kayalıklar altından sızan metan gazı sayesinde taşların arasında hiç sönmeden yanan ateşler var.

Phaselis

Hem karadan hem de denizden ulaşmanın mümkün olduğu bu antik kent Doğu Likya’nın en önemli liman kenti olarak biliniyor. Üç iskelesi de bu bilgiyi doğrular nitelikte. Kalıntılar bile kentin yaşantısında ticaretin önemini gözler önüne seriyor.

Demre (Myra)

Demre, Likya uygarlığının 6 büyük şehrinden biridir. İlk kez M.Ö. 5. yüzyılda yerleşim merkezi haline gelen Demre, önceleri deniz kıyısındayken, Demre çayının getirdiği alüvyonlar sonucunda denizden uzakta kalmıştır. Şehir M.S. 9. yüzyıldaki Arap istilaları sonrasında terk edilmiş olan bölgenin, günümüzde tiyatro ve kaya mezarları gezilebiliyor, kazılar ise halen devam etmekte.

St. Nicholas Kilisesi

Noel Baba Kilisesi olarak da bilinen yapı, Demre’nin simgesi. Aziz Nikola, yardımseverliğiyle bilinen bir din adamıdır. Ölümünden sonra Demre’ye gömülen azizin mezarının yanına inşa edilen kilise, günümüzde özellikle yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekiyor.

Kekova

Kaş ve Demre arasında bulunan batık antik kente Üç Ağız’dan kiralanan teknelerle ulaşmak mümkün. Kalıntıların bulunduğu yerlerde yüzmek yasak, ancak kalıntı bulunmayan alanlarda yüzülebiliyor.

Aspendos

Bu antik kent M.S. 2. yüzyılda inşa edilmiş Roma tiyatrosuyla tanınıyor. Anadolu’nun en iyi korunmuş tiyatrosu olan bu yapı gerçekten çok ihtişamlı. Her yıl düzenlenen Opera ve Bale Festivali eserlerini burada izleme şansınız da var. Yıldızlar altındaki bu seyir bir ayrıcalık.

Side

Antalya’nın beldesi Side, Roma döneminden önemli kalıntılar barındırıyor. Tiyatro ve Apollon Tapınağı da bunlar arasında en önemlilerinden.

Side Müzesi

M.S 5-6.yüzyıldan kalma Antik Agora Hamamı 1960-1961 yıllarında restore edilerek müze haline getirilmiş. Müzede ağırlıklı olarak Side antik kentinde yapılan kazılarda çıkarılan buluntular sergileniyor.

Manavgat Şelalesi

Manavgat ilçesi yakınlarında bulunan bir alanda Manavgat Nehri’nin 4-5m’lik falezlerden aşağı düşmesiyle şelale oluşuyor. Çok yüksekten düşmediği halde yüksek debisi sayesinde enfes bir manzara oluşturuyor. Görmenizi tavsiye ederiz.

Alanya Kalesi ve Kızılkule

Surlarının uzunluğu 6.5 kilometreyi bulan Alanya Kalesi, 1221 yılında kenti alıp yeniden inşa ettiren Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. 83 kulesi ve 140 burcu bulunan kale Alanya’nın en görkemli yapısı. Bu yapı Alanya’nın ve kalesinin simgesi haline gelmiş Kızılkule’yle daha da belirgindir. Kızılkule’nin içi ise etnografya müzesi olarak değerlendirilmekte.

Alanya Müzesi

Arkeoloji ve etnografya bölümlerinden oluşan müze 1967 yılında Tunç Çağı, Urartu, Frig ve Lidya dönemlerine ait eserlerle açılmıştır. Günümüze genişleyerek ve zenginleşerek gelmiştir.

***

Eğer Türkiye'nin farklı şehirlerini keşfetmek ya da Avrupa'nın farklı nokalarına direkt uçuşlarla seyahat etmek isterseniz Antalya İstanbul uçak bileti alarak planlamaya yapmaya başlayabilirsiniz.